23 Temmuz 2010 Cuma

Hazret-İ Alînİn ve sevenlerİn gördüklerİ İkram

Otuzuncu Menâkıb: 

Hazret-i Alî bin Ebî Tâlib “kerremallahü vecheh” buyurdu ki, Resûl-i kâinât aleyhi efdalüttehıyyât hazretlerinin huzûr-u şerîflerine vardım. Mubârek ve münevver yüzlerini neş’eli buldum. Selâm verdim, oturdum. Dedim; yâ Resûlallah! Sizi şâd-ü hurrem [neş’eli] gördüm. Eğer Allahü teâlâ hazretlerinden sevindirici bir buyruk nâzil olmuş ise haber veriniz de, sizinle berâber sevinelim. Buyurdular ki: (Yâ Alî! Cebrâîl aleyhisselâm bana haber verdi ki, Allahü tebâreke ve teâlâ hazretleri Cennet-i Adnı yaratdı. O Cennete kendi yed-i ile kırmızı yâkutdan bir ağaç dikdi. Ona kökünü yere geçir, dallarını dışarı çıkar diye emr etdi. O ağaç da köklerini yere geçirip, dışarı yediyüzbin dal çıkardı.
Her budak [dal] üzerinde yediyüzbin kırmızı yâkutdan kasr [köşk], her kasrda yediyüzbin oda, her odada bir kapu, her kapuda bir taht, her taht üzerinde bin döşek ve döşeğin kalınlığı bin arşın, her taht üzerinde bir hûrî, onun karşısında kırkbin kul [hizmetci] ve kırk bin câriye ve her oda ta’âmdan ve şerâbdan ve elvândan, o şeyleri yaratdı ki, ne gözler görmüş ve ne kulaklar işitmiş ve ne bir beşerin hâtırına gelmiş olsun.) Sonra Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” hazretleri buyurdular ki, (Yâ Alî! Bunlar sana ve seni ve evlâdını sevenleredir. Her kim sana buğz ederse, muhakkak bana buğz etmişdir. Her kim bana buğz ederse, benim şefâ’atime kavuşamaz.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder