28 Temmuz 2010 Çarşamba

Hadis Terimleri Sözlüğü - Y

Y
Ya'nî
Yebluğu Bihi
Yeda'u'l-Hadîse
Yehimu Fî Hadîsihî
Yekzibu
Yenmîhi
Yerfa'uhû
Yerfau'l-Hadîse
Yervi'l-Menâkîr
Yervîhi
Yesrıku'l-Hadîs
Ye'ti Bi'l-Acâ'ib
Yuda'afu
Yuhkâ
Yukalu
Yuktebu Hadîsuhu
Yunkeru Merre Ve Yu'rafu Uhrâ
Yurvâ
Yuzkeru



Y

Ya'nî:

“Demek istiyor ki” manasına gelir. Hadislerin daha çok isnadlarında yerine göre bir kelimenin düşmesi halinde kullanılan tabirdir. Açıklamak gerekirse, bir Hadîsin isnadından bazen bir lafız düşer. Ancak bu düşen lafız daha sonra aynı Hadîsi rivayet eden ravilerden birisi tarafından rivayet edilir. Eğer üst taraftaki ravilerin bu düşen lafzı rivayetlerinde zikrettikleri malum olursa o ravi kendi asıl nüshasına bu eksiği ilave eder. Şu var ki lafzın kendisi tarafından rivayet edildiğine işaret etmek üzere önüne ya'ni kelimesini koyar. Kullanılışına misal olarak el-Hâtîb'in bir rivayeti verilebilir. Alimimiz Hz. Aişe'nin, “Hz. Peygamber (s.a.s) hayızlı olduğum halde mübarek başını bana yaklaştırırdı. Ben de saçlarını tarardım” Hadîsini Ebu Amr b. Mehdî ani'l-Mehâmilî tarikından rivayet ederken “an Amrete ya'ni A'işete” demiştir. Ona göre bu Hadîsin isnadı İbn Mehdî'nin asıl nüshasında “an Amrete” şeklindedir. Anlaşıldığına göre el-Mehâmilî Hadîsi düşen kelime mevcut olduğu halde rivayet etmiştir. Şeyhi Ebu Amr'ın nüshasında ise düşmüştür. Bu yüzden el-Mehâmilî rivayetinde bilinen kelime rivayete eklenmiş ve bu eklemeye işaret etmek üzere önüne ya'ni kelimesi konulmuştur. 1211
Bununla birlikte ya'ni lafzı senedi teşkil eden ravilerden birinin isminin mübhem bırakılması halinde bir Hadîscinin, şeyhinin isnadındaki sözlerine bir açıklama ekleyerek mübhem ravinin ismini açıkladığım işaret etmek maksadiyle de kullanılmıştır. Aslında ravinin, isnadda mübhem bırakılan herhangi bir ismi açıklığa kavuşturmak maksadiyle isnada kendiliğinden bir şeyler eklemesi ancak eklediği açıklamanın şeyhinin lafzından ayırt edilebilmesini mümkün kılacak bir ifade kullanmasiyle mümkün olur. Böyle durumda ravi, şeyhinin ismini söyler. Daha sonra mübhem ravi için “ya'ni'bne fulânin” (şeyhim, falancanın oğlu demek istedi) gibi bir açıklama yapar. Buradaki ya'ni sözü ravinin, şeyhinin sözlerini açıklamak üzere isnada kendiliğinden eklediği lafızları göstermiş olur.


Yebluğu Bihi:

Bk. Yervihi.

Yeda'u'l-Hadîse:

Bk. Vada'a Hadisen.

Yehimu Fî Hadîsihî:

Hadislerinde yanılır manasına bir tabirdir. Cerhle herhangi bir ilgisi olmadan ravinin Hadîs rivayetinde arada bir yanıldığını ifade etmekte kullanılır.

Yekzibu:

“Yalan söyler” demektir. Cerh lafızlarından olup cerhin en ağırına delalet eden altıncı mertemesinde yer alır.
Hakkında yekzibu cerh hükmü verilen ravi yalan söylemek ithamına maruz kalmış demektir. Ne kendisi ne de Hadîsleri makbul itibar edilmez.

Yenmîhi:

“Hadîsi (Hz. Peygamber'e) isnad ederek (rivayet etti) manasına gelen bu tabir bir Hadîsin merfu olduğuna delalet eden tabirlerden biridir.
Özellikle bir tabiî, isnadını sahabîye kadar ulaştırdıktan sonra yenmîhi demişse onun bu ifadesi sahabînin, Hadîsin isnadını Hz. Peygamber'e ulaştırdığını dolayısiyle o Hadîsin merfu olduğunu kasdetmiş olur.

Yerfa'uhû:

“Hadisifn isnadını Hz. Peygamber'e kadar) ulaştırdığı” demek olup Hadîsin merfu olduğunu gösteren tabirlerdendir. Yenmîhi gibidir.

Yerfau'l-Hadîse:

Bk. Refe'ahu.

Yervi'l-Menâkîr:

Münker Hadîsler rivayet eder demektir. Ravinin, rivayetinde sık sık teferrüd ederek münker Hadîsler rivayetinde bulunduğunu ifade eden bir tabirdir.

Yervîhi:

“Hadisi (Hz. Peygamber (s.a.s)'den) naklederek (rivayet etti)” anlamını veren bu cümle de Hadîsin merfu olduğunu gösteren tabirlerden biri olarak kullanılmıştır.
Yenmîhi başlığı altında da açıklandığı gibi bir tabiî senedini sahabiye kadar ulaştırdıktan sonra yervîhi demişse bu söz o sahabînin Hadîsi merfu olarak rivayet ettiğine delâlet eder.
Aynı manada yebluğu bihî, rivayeten tabirleri de kullanılmıştır.

Yesrıku'l-Hadîs:

Hadis hırsızlığı yapar demek olan bu tabir, bazı alimlere göre cerh lafızlarından biridir. es-Sehâvî, cerhin üçüncü mertebesine delalet eden lafızlar arasında yer aldığını söylemiştir. 1212Buna göre hüküm, o mertebedeki diğer lafızların hükmü gibidir.

Ye'ti Bi'l-Acâ'ib:

Tuhaf Hadîsler rivayet eder demek olup bazı alimlere göre cerh lafzıdır. Nitekim es-Sehâvî, cerhin nisbeten hafifine delalet eden beşinci mertebe lafızları arasında yer aldığını söylemiştir. Fazla kullanılmış bir cerh lafzı değildir.

Yuda'afu:

“Zayıf görülüyor” manasına cerh lafızlarmdandır. Cerhin ikinci mertebesine delalet eden lafızlar arasındadır.
Hakkında bu lafızla cerh hükmü verilmiş olan ravi zayıf addedilir. Ancak Hadîsleri itibar için yazılır.

Yuhkâ:

Bk. Yurvâ.

Yukalu:

Bk. Yurvâ.

Yuktebu Hadîsuhu:

Hadisi yazılır demektir. Bazı alimler cerh lafızları arasında saymışlarsa da daha çok, genel manada ravinin söz gelimi i'tibar için Hadîslerinin yazılabileceğini ifade eden tabir olarak kullanıldığı dikkati çekmekteir.

Yunkeru Merre Ve Yu'rafu Uhrâ:

Bk. Ta'rifu ve Tunkiru.

Yurvâ:

“Rivayet olunduğuna göre” manasına meçhul fiildir. Rivayeti meçhul bir raviye bağlamak suretiyle Hadîs nakletmekte kullanılan temriz sigalarındandır.
İbnu's-Salâh'a göre herhangi bir zayıf Hadîsi isnadsiz olarak rivayet etmek isteyen bir ravi cezm sigaları değil, onların yerine ruviye, yuhkâ, yuzkeru gibi temriz sigaları kullanmasıdır. Muhaddislerin sahih veya zayıf olduğu belli olmayan Hadîslerin rivayetinde de aynı şekilde hareket etmeleri gerekir. 1213

Yuzkeru:

Bk. Yurvâ.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder