Doksanbeşinci Menâkıb:
Emîr-ül mü’minîn Alî “kerremallahü vecheh” hazretlerinin kabr-i şerîfleri yeryüzü ile berâber olup [düz olup], örtülü idi. Bir gün Hârûn-ür-reşîd (Arneyn) tarafında avlanıyordu. Ahûlar [ceylânlar] da oraya gelmişdi. Onların üzerine, doğan [kuşu] salıp ve av köpeği gönderdiler ise de, geri dönerler idi. O yerin yaşlılarını getirip, bunun sırrı nedir, diye sordular. Dediler ki: Atalarımızdan bize böyle erişmişdir ki, emîr-ül mü’minîn Alî “radıyallahü teâlâ anh” hazretlerinin kabr-i şerîfi buradadır. Hârûn-ür-reşîd o sözü kabûl eyledi [doğrudur dedi]. Hayâtda olduğu müddetçe her sene gelir, o makâmı ziyâret ederdi.
Bize bugün mutlaka bir şeyler göstereceksin!
-
Yukarı evdeki komşuları gelerek:
-Hacı Ahmed Ağa, bize bugün mutlaka bir şeyler göstereceksin, diye ısrar
ederler.
At arabasını hazırlatır.
Beraberce Ç...
15 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder