29 Mart 2010 Pazartesi

2. AKIL HASTALIĞI

Akıl ve temyiz kabiliyeti arızalanınca edâ ehliyeti dayanaksız kalır ve ortadan kalkar. Burada önemli olan husus, tasarruf sırasında temyiz kabiliyetinin bulunup bulunmadığıdır. Bu yüzden akıl hastalığı sürekli ve süreksiz diye ikiye ayrılır.

a) Sürekli akıl hastalığı (mecnûn-ı mutbak). Bunlar gayr-i mümeyyiz küçükler gibi tamamiyle ehliyetsizdirler. Hiçbir kavlî tasarrufları geçerli olmaz. Velâyet yetkileri kalkar. Sadaka ve hibe gibi teberruları geçerli olmaz. Alım-Satım, ikrar, talâk gibi tasarrufları ve tüm akitleri bâtıl olur. Ancak hâmile bırakma ve başkasının malını telef etme gibi fiilleri, hukukî sonuçlarını doğurur. Şahıs ve mal aleyhine vereceği zarar tazmin edilir. .
b) Süreksiz akıl hastalığı (mecnûn-i gayri mutbak). Bunlar, akıl hastalığı sürekli olmayan, ara sıra iyileşen hastalardır. Hasta, aklı başında iken yaptığı hukukî tasarruflardan sorumludur. Yeter ki, o işi yaparken temyiz kudretinin bulunduğu sâbit olsun. Meselâ; epileptiklerin iki nöbet arasındaki zamanda aklı başındadır. Uykuda gezenler (seyr fi'l-menâm) diğer zamanlarda mümeyyizdirler. Melankolik ve nevrastenik kimselerin durumu da böyledir (el-Merginânî, el- Hidâye, mısır 1936, III, 204; el-Mevsilî, el-İhtiyâr, Mısır 1951, II, 94, 95; Mecelle, mad. 979 980; ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmi ve Edilletüh, Dimaşk 1985, V, 437).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder