31 Mart 2010 Çarşamba

HAKEM OLAYI – 7

Ali ve Muâviye, Allah'a karşı ahid ve misak içindedirler. Her biri derler ki: "Ben bu sahifedeki şeye razıyım." Abdullah b. Kays el-Eş'arî ve Amr b. el-Âs, Allah adına yemin etmişlerdir. Karârı Ramazan ayına ertelemişlerdi. Sonra ikisi, bu sayfada olan şey üzerine: bu husuta zulüm ve saptırmak isteyen ve bu sahifede olan şeyi terkeden kimseye karşı şâhitlerin yardımcı olacaklarına dair şehadetlerini yazarlar.
15 safer, hicrî 37."
İki hakem yetkilerini gösteren sahifeleri alarak Ramazan 37 H. (M. 657)'de bir araya geldiler. Erzuh'ta Dumetü'l-Cendel'de her iki taraftan dörtyüzer kişilik birer grup hakem kararını almak üzere toplantıya katıldı. İki hakem önce niçin toplandıklarını konuşarak karara vardılar. Bunun amacı halkın arasındaki gerginliği azaltmaktı. Önce Amr söz aldı. "Hz. Osman'ın haksız olarak öldürdüğü fikrine katılıyor musun?". Ebû Musa "evet" diyen Amr, el-İsrâ suresi 33. âyette haksız yere insan öldürülemeyeceğini gösteren delilini ileri südü. O halde ey Ebû Musa! Seni Hz. Osman'ın velisi Muâviye'ye karşı çıkaran nedir? O Kureyştendir deyince Amr da Hz. Ali'nin Peygamber (s.a.s.)'in soyundan olduğunu ve damadı olarak Muâviyeden önce geldiğine işaret etti. Bu tür çekişmeler uzun bir süre daha devam etti. Onlar sulhün böyle devam edemeyeceğini, hem Hz. Ali hem de Muâviye'ye bey'at edilmemesi gerektiğine inanarak fikir birliğine vardılar. O halde yeni halife müslümanlar tarafından seçilmeliydi. Şimdi yapılacak iş bu kararlarını müslümanlara bildirmeye gelmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder