İrâde sahibi ve tercih yetkisine sahip olan insan, kâinatın Allah'ın hükmüne boyun eğmekte olduğunu da görmektedir. Bu kâinat içerisinde böyle bir yetki yalnızca insan için sözkonusudur. İnsan, diğer yaratıklardan ayrı olarak, Allah'ın değer yargıları ile hukukî ve siyasal alandaki hâkimiyetini kabul etmekle de yükümlüdür. Allah'ın bu alanlarda hâkimiyeti karşısında mü'minin tavrı, Kur'ân-ı Kerîm'de şu şekilde belirlenmiştir:
"Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman iman etmiş her bir erkek ve kadına, o işte kendi istediklerini tercih etmek yetkisi yoktur" (el-Ahzâb,, 33/36).
Mü'minler kendi aralarındaki anlaşmazlıkları Allah'ın ve Rasûlü'nün hükmüne başvurarak çözüme ulaştırmak yükümlülüğünde oldukları gibi; onların hükmüne de tam bir teslimiyetle boyun eğmek zorundadırlar (en-Nisâ, 4/59 ve 65). Allah'ın hükmünü kabul etmemek, O'nun hükmü ile hükmetmemek ise insanı iman dairesinin dışına çıkarır; kâfir, zâlim ve fâsık yapar (el-Mâide, 5/44, 45 ve 47).
M. Beşir ERYARSOY
Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi
-
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet
İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı
Veyisz...
12 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder