31 Mart 2010 Çarşamba

"ALLAH'IN HÂKİMİYETİ"NİN ÇEŞİTLİ YÖNLERİ – 3

b) Uhrevî Hâkimiyet:
Bütün olay, nimet ve cezalarıyla âhiret hayatı da Allah'ın mutlak hâkimiyeti içerisindedir. Kur'ân-ı Kerîm, yüce Allah'ın âhirette tecelli edecek olan mutlak hâkimiyetine dâir sayılamayacak kadar çok buyruk ihtivâ ettiğinden sadece iki yerdeki işaretlerini kaydetmekle yetineceğiz.

"Kâfir olanlar, kendilerine Kıyâmet gelip çatıncaya, yahut kısır bir günün azâbı gelinceye kadar o Kur'ân'dan şüphe içindedirler. O gün mülk Allah'ındır, onlar arasında O hüküm verir.. " (el-Hacc, 22/55-56).
"O günde onlar (kabirlerinden) çıkacaklardır. Onların hiçbir Şeyi Allah'a gizli kalmaz. Bu gün mülk (hâkimiyet ve herşeyin mutlak sahipliği) kimindir?' (diye sorar). Kahhâr ve tek olan Allah'ındır. Bugün herkese kazandığı ile karşılık verilecektir. Zulüm yoktur, bu gün, Allah hesabı çarçabuk görendir. " (el-Mü'min, 40/l6-17).
c) Genel Olarak Değer Yargılarında Hâkimiyet:
Bilindiği gibi eşya ve olaylar hakkında belirli bir takım değerlendirmeler yapmak ve onlara karşı bu değerlendirmelere göre tavır takınmak, istemek ya da uzak durmak ve arzulamamak sözkonusudur. Bu her zaman, her toplum ve kişide görülegelmiştir. Kısacası insan, hayrı ister ve arzular, şerden ve kötülüktün de uzak kalmaya çalışır. Bu tavır ise onun sahip olduğu ya da benimsediği değer yargılarının bir sonucudur. Kur'ân-ı Kerîm; bir bakıma baştan sona bazı değer yargıları, bu değer yargılarına karşı takınılan tavırlar ve bu tavırların sonuçlarına dâir açıklamaların yeraldığı ilâhî mesajdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder