30 Mart 2010 Salı

HÂFIZ – 2

Celâleddin el-Mizzî: "Hâfız, bildiği râvîlerin sayısı bilmediğinden çok olandır" şeklinde tarif eder.
İbn Seyyidi'n-Nâs' ise şöyle tanımlar: "Kendi üstadlarını ve üstadlarının üstadlarını tabaka tabaka bilen ve her tabakada bildiği bilmediğinden çok olandır."

Hadis hâfızlarında bazı özellikler aranmaktadır: Allah Rasûlü'nün sünnetlerini bilmek; yollarına vâkıf olmak; isnadları birbirinden ayırma yeteneğine sahip olmak; sıhhatlerinde ittifak edilen ve nakillerinde ihtilâf edilen sünnetleri ezberlemek; müdrec lâfızları tanımak; hadiste geçen ifadeden râvinin sahâbe veya tâbiînden olduğunu anlamak.
Hadis tenkitçileri, hâfızlarda aranan özelliklerin zorluğuna dikkat çekerek her devirde çok az hâfızın olacağını hatta olamayacağını belirtmişlerdir.
Hâfızların ezberlemeleri gerekli olan hadislerin sayısı hakkında da tam bir görüş birliği yoktur. Hâfızın en az yirmi bin hadîsi ezbere bilmesi gerektiği zikredilmektedir. Bu sayı bazılarına göre ikiyüz bindir. Bu konuda kesin bir rakam vermek mümkün olmamakla beraber hâfızların bilmeleri gereken hadîs sayısının yüzotuz bin ile. yediyüz ellibin arasında olduğu belirtilmektedir.
Abdurrahman b. Mehdî (öl. 198), İbn Ebî Şeybe (öl. 235), İbn Asâkir (öl. 571), Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (öl. 255), İbn Ebî Hâtim er-Râzî (öl. 327), İbn Abdi'l-Berr (öl. 463) belli başlı hâfızlardandır.
Ayrıca kütüphanelerde okuyuculara aradığı kitabı veren ve kitaplarla ilgili sorumluluğu olan kitapları koruyan kişilere de "hâfız-ı kütüb" adı verilirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder