Hadisler yakından incelendiği zaman, birbirinden farklı iki ana kısımdan oluştuğu görülür: Sened ve metin.
Sened: Güvenmek, dayanmak anlamın gelen "sened" kelimesi, bir hadis terimi olarak, metnin başında yeralan ve biri diğerinden almak ve nakletmek suretiyle hadîsi rivâyet eden kişilerin, Rasûlüllah'a varıncaya kadar sayıldığı kısımdır. Başka bir deyişle, râvîler zincirinin adı olup bu zincir, hadîsin Hz. Peygamber'den kimler aracılığıyla ve hangi yollarla bize ulaştığını gösterir: Meselâ:
"Haddesenâ Muhammed İbn Beşşâr, kâle; haddesenâ Yahyâ kâle; Haddesenâ Şu'be, kâle; haddesenâ bu't-Teyyâ'h, an Enes, ani'n-Nebiyyi sallellahü aleyhi ve sellem kâle: (Enes'ten Ebu't-Teyyâh, ondan Şu'be, ondan Yahyâ, ondan da Muhammed İbn Beşşâr naklederek, Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:)." Senette geçen "haddesenâ" (bize nakletti, rivayet etti) ve "an" (ondan) kelimelerine "rivâyet lâfızları" denir. "Kâle", dedi anlamındadır.
Senedi, yani râvîler zincirini zikretmeye "isnâd" adı verilir. Râvîlerin hadisleri nakletmesine "rivâyet", rivâyet ettikleri hadise de "mervî" denir. Senede "târik" veya "vecih" adı da verilmektedir. Sened daha çok hadis uzmanları için, hadisin sıhhatini, yani, hadîsin Hz. Peygamber'e âit olup olmadığını kontrol edebilmek açısından önem taşımaktadır.
Metin; Senedin, ya da râviler zincirinin kendinde son bulduğu, rivâyet edilen asıl hadis kısmına metin denir. Yukarıda örnek olarak verdiğimiz sened, metni ile birlikte şu şekilde kaydedilir: "Enes'ten Ebiı't-Teyyâh, ondan Şu'be, ondan Yahyâ, ondan da Muhammed İbn Beşşâr naklederek, Nebi (s.a.s.)'in şöyle dediğini rivâyet etmişlerdir: "Kolaylaştırınız güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz. "
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
14 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder