Zekât çeşitlerinin devlet eliyle toplanması asıldır. Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râşidin'in uygulaması böyle olmuştur. Ancak Hz. Osman, bâtını malların zekâtını vermeyi, mal sahiplerine bırakmıştır. Kur'an'da "zekât memurları" ından (Tevbe, 9/60) sözedilmesi, ayrıca Hz. Peygamber'e hitaben;
"Onların mallarından zekât al" (Tevbe, 9/103) buyurulması bunu gösterir. Diğer yandan Hz. Peygamber, Muâz b. Cebel'i (ö. 18/639) Yemen'e vali olarak gönderirken, "Onlara zenginlerinden alınıp fakirlerine verilecek bir sadakayı, Allah'ın kendilerine farz kıldığını bildir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 230, 236, 242; Tirmizi, III, 616; Ahkâm, 3) buyurulmuştur. Muâz (r.a.), bu tâlimatâ uyarak Yemen'in zenginlerinden aldığı zekâtı aynı beldenin yoksullarına dağıtmıştır (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtar, II, 161). İlk halife Hz. Ebû Bekir (ö. 13/634), zekât vermek istemeyenlerle savaşmış ve bu konuda şöyle demiştir: "Allah'a yemin olsun ki, namazla zekâtın arasını açanlarla harp ederim. Çünkü zekât malın hakkıdır. Yemin olsun ki, Allah elçisine zekât olarak verdikleri bir hâyvanın ipini dahi eksik bırâksâlâr, onlarla savaşırım" (Buhâri-Müslim). İbn Hazm (ö. 456/1063) şöyle der: "Zekât vermeyenin hükmü, istese de istemese de zekâtı elinden âlmâktır. Vermemek için mücâdele ederse muhâriptir. Eğer inkâr ederse mürteddir" (el-Kardâvî, age, s.99).
Hadimi Hazretleri'nin Cenazesi'nin Yıkanması ve Tekfin İşlemleri
-
Devrinde, Anadolu'nun ilim, irfan ve marifet hayatında hemen hepsi de birer
yıldız gibi parlayan birçok talebelere icâzetnâme vererek, memleket ve
millet...
6 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder