28 Mart 2010 Pazar

HACC-I TEMETTÜ – 3

Bu ayetten anlaşıldığına göre: Temettü Hacc'ını, ailesi Mescid-i Haram'da (Mekke ve Mikat dahilinde) bulunmayanlar yani âfâkîler yapabilir. Temettü haccını yapan kimseye kurban kesmek vacibtir. Kurban kesmeye gücü yetmeyen kimse üç günü hacda, yedi günü de hac dönüşü olmak üzere on gün oruç tutar.

Temettü Haccı tatbikatı hakkında peygamberimiz ve ashabından rivayetler vardır:
İbn Abbâs'a Temettu Haccı hakkında sorulduğunda O şöyle cevap vermiştir: "Muhâcirler, Ensâr, Peygamber (s.a.s)'in hanımları Veda Haccı'nda hacca niyet ettiler. Biz de niyet ettik. Mekke'ye gelince Resulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Niyetinizi hacla beraber umre için yapınız. Ancak kurban (hedy) götürmüş veya belirlemiş olan kimse (böyle yapmasın). " İbn Abbâs diyor ki: "Kâbe'yi tavaf ettik, Safâ ile Merve arasında sa'y ettik. (Traş olduktan sonra elbiselerimizi giyerek ihramdan çıktık, kadınlarımızla beraber bulunduk. Peygamber (s.a.s) buyurdu ki: "Yanında kurban götüren kimseye, o kurbanı yerine ulaştırıncaya (Mina'da kesinceye) kadar (ihramın yasaklarından) birşey helâl olmaz. " Sonra bize Terviye günü (Zilhicce'nin sekizinci günü) akşamı hacca niyet etmemizi emretti. Hac menâsikini bitirince geldik Kâbe'yi tavaf ettik. Safâ ile Merve'yi sa'y ettik ve bize kurban vâcib oldu" (Mansur Ali Nasıf, et-Tâc II, 123).
Câhiliye devrinde Araplar hac mevsiminde umre yapmayı en kötü bir amel olarak görürlerdi. Hz. Peygamber (s.a.s) hem onların bu tatbikatına muhalefet etmek hem de Mekke dışından hacca gelenlere kolaylık ve ruhsat olmak üzere temettü haccı tatbikatını bize böylece öğretmiştir.
Halit ÜNAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder