İslâm'da prensip olarak, yoksulluğa karşı herkes çalışarak karşı koyar. Ancak çalışmaya gücü yetmeyenler, dul kadınlar, küçük çocuklar, yaşlılar, kötürüm, hasta ye yatalaklarla, basına gelen bir musibet yüzünden kazanç elde edemeyenler, öncelikle zengin hısımları tarafından desteklenir.
Bu konu İslâm'da nafaka hukuku hükümlerine göre çözümlenir.
Ebû Hanife'ye göre her mahrem hısımın, kendi hısımına nafaka vermesi vacibtir. Eğer hısım, çocuk ve torunlardan veya baba yahut dedelerden ise, dinleri bir olsun farklı olsun nafaka hukuku cereyan eder. Diğer hısımlar arasında ise, ancak dinlerinin bir olması halinde vacib olur. Bu durumda, müslümanın kâfir olan hısımına nafaka vermesi gerekmez.
Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi
-
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet
İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı
Veyisz...
13 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder