Dinimizin kesinlikle yasakladığı falcılık, bir çeşit gaybdan haber vermedir. Halbuki, Kur'an-ı Kerîm; gaybı, Allah'tan başka hiçbir kimsenin bilemiyeceğini, peygamberlerle melekler dahi, kendilerine vahyedilmedikçe gaybdan haber veremeyeceklerini açıkça bildirmektedir:
"De ki: 'Göklerde ve yerde olan gaybı,
Allah'tan başka bilen yoktur" (en-Neml, 27/65) ve "De ki: Size 'Allah'ın hazineleri elimdedir demiyorum, gaybı da bilmiyorum...." (el-En'âm, 6/50), "Eğer gaybı bilseydim, daha fazla hayır yapardım...." (el-A 'râf, 7/188) âyetleri buna yeterli delildir.
Kendilerine "arrâf" yahut "kâhin" denilen falcıları ve bu falcılara gidip fal açtıran, onlara inanan veya destekleyenleri Peygamber (s.a.s.) ağır bir dille kınamış hatta kâfirlikle nitelemiştir. "Her kim bir arrafa gidip de ona bir şey sorarsa, kırk gecelik namazı kabul olmaz" (Müslim, Selâm, 125) buyurmuştur. Ebû Dâvûd'da geçen bir hadis ise şöyledir: "Kim bir kâhine gider, dediklerini doğrularsa; şüphesiz ki Muhammed'e indirilmiş olanı inkâr etmiş olur" (Ebû Dâvûd, Tıb, hadis no: 3904).
Halid ERBOĞA
Hadimi Hazretleri'nin Cenazesi'nin Yıkanması ve Tekfin İşlemleri
-
Devrinde, Anadolu'nun ilim, irfan ve marifet hayatında hemen hepsi de birer
yıldız gibi parlayan birçok talebelere icâzetnâme vererek, memleket ve
millet...
23 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder