29 Mart 2010 Pazartesi

5. ÖLÜMLE SONUÇLANAN HASTALIK (MARADU'L-MEVT)

Bir hastalığın, ölümle sonuçlanan hastalık sayılması için, genellikle ölüme götüren cinsten olması ve ölümün araya sağlık girmeden bu hastalığa bağlı olarak meydana gelmesi gereklidir (Mecelle, mad.1595). Bir hastalık, temyiz gücü devam ettiği sürece aslında ehliyetleri ortadan kaldırmaz. Ne Allah ve ne de kul hakları düşmez. Namaz, Zekât ve borçların düşmemesi gibi. Ancak Allah hakkı olan yükümlülükler kudretle sınırlı olduğu için, meselâ hasta, namazını ayakta kılmazsa, oturarak veya ima ile kılar. Oruç tutamazsa iyileşince kaza eder, iyileşme ümidi yoksa tutamadığı oruçların yerine fidye verilir.
Mirasçıların hakkını korumak için, ölüm hastasını hacr altına almanın cevazında mezhep imamları görüş birliği içindedir.

a) Hastanın borcu servetine denk veya daha fazla ise her çeşit teberru ve vakıf tasarrufunda mahcûr sayılır. Alacaklılar razı olmadıkça bu tasarruflar yürürlük kazanamaz. Borcu malından az ise (artan malı üzerindeki teberruları) kalan malın üçte birini geçmediği takdirde muteber olur, geçerse mirasçılarının rızasına bağlı olur.
b) Borcu yoksa, yine malının üçte birinden fazlasını teberru edemez. Bir de mirasçılara hibe yapamaz. Bütün bunlar mirasçıların rızası olmadıkça yürürlük kazanmaz.
Ölüm hastasının şahsı veya ailesi ile ilgili nafaka, tedavi masrafı vb. tasarrufları başkasının icazetine bağlı olmaksızın yürürlük kazanır (el-Merginânî, a.g.e., III, 137, IV,171; Mecelle, mad. 877, 880, 1595, 1605)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder