2 Temmuz 2010 Cuma

Yemen İllerinde Bir Anne Sevgisi

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur. (İşte bunun için) önce Bana, sonra da ana-babana şükret diye tavsiyede bulunmuşuzdur. Dönüş ancak Bana’dır.” (Lokman, 14)

Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Anne ve babasına veya onlardan sadece birine yaşlılık günlerinde yetişip de cennete giremeyen kimse perişan olsun, perişan olsun, perişan olsun.” (Müslim, Birr 9, 10)

Veysel Karânî hazretlerinin, müslüman olduktan sonra bir tek dileği vardı; Allâh elçisinin gül yüzünü görmek. Fakat Yemen ile Medîne arası çok uzaktı. Üstelik kendisini tamamen annesinin hizmetine vermişti, ihtiyar annesinden ayrılacak durumda değildi. Bir gün annesinin dizlerine kapanıp gözyaşları içinde izin istedi;

"-Ne olur anneciğim, izin ver de gidip Sevgili Peygamberimiz'i göreyim, sesini duyayım!"

Annesi, oğlunun bu yalvarışına dayanamadı;

"-Peki yavrum, git! Ancak, Peygamberimiz'in kapısına kadar varacak, eğer evinde ise görüp hemen geri döneceksin!" dedi.

Veysel Karânî, bu kadarına da râzı olup hemen yola çıktı. Yol uzun, çöl ıssız, güneş de ortalığı kavuruyordu. Üveys, koşarcasına gidiyor, bir an önce Sevgili Peygamberimiz'e kavuşmak ve O'nun nûr yüzünü görmek istiyordu. Haftalarca yürüdü ve nihayet Medîne-i Münevvere'ye ulaştı. Heyecan içindeydi. Hemen Peygamber Efendimiz'in evini sordu. Ona gösterdiler. Eve gidip kapıyı vurdu. Hafifçe aralanan kapıdan bir kadın sesi duyuldu. Bu Peygamberimiz'in sevgili hanımı Hz. Âişe idi.

Veysel Karânî:

"-Ben Yemen'in Karn köyünden geliyorum. Adıma Üveys derler. Allâh Rasûlü'nü ziyâret etmek istemiştim." dedi. Hz. Âişe Vâlidemiz cevap verdi:

"-Ne yazık ki, Peygamberimiz evde değil. O'nu ancak mescidde bulabilirsiniz."

Üveys'in başına sanki dünyalar yıkılmıştı. Annesine verdiği sözü hatırladı. Eğer Peygamberimiz'i evde bulamazsa hemen geri dönmesi gerekiyordu.

"-Peygamberimiz'e selâmımı söyleyiniz." dedi. "-O'nun gül yüzünü görmek için Yemen'den gelmiştim. Fakat kısmet değilmiş. Lütfen kendisine selâmımı arz edip geldiğimi söyleyiniz. Sevgisiyle yaşadığımı, canımdan çok sevdiğimi arz ediniz."

Veysel Karânî hazretleri gözü yaşlı, gönlü mahzûn olarak geri döndü. Çölü aşarak memleketine vardı.

Peygamber Efendimiz eve döndüğünde kapıda Üveys'den kalan nûru görerek Hz. Âişe'ye kimin geldiğini sordu. Hz. Âişe de; Yemen'den Üveys adında bir gencin geldiğini, ancak annesine verdiği sözden dolayı geri dönmek zorunda kaldığını söyledi. Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz O'nu medhederek:

"-Üveys, sahâbîlerimden sonra gelen insanların en hayırlısıdır." buyurdu. (Kübra Ersan, Şebnem Dergisi, Sayı 7, Sayfa 18)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

el-Hafîz: Koruyan, muhafaza eden.

Lügatçe

mahzûn: Hüzünlü, tasalı, kaygılı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder