1 Temmuz 2010 Perşembe

Nefsinin Dizginlerini Tut!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Muhakkak ki nefsini tezkiye eden (kötülüklerden arındıran) kurtuluşa ermiş, onu fenâlıklara gömen de ziyân etmiştir.” (Şems, 9,10)

Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Akıllı, nefsine hâkim olup onu hesâba çekerek ölümden sonraki hayat için çalışan, ahmak da nefsini hevâsına tâbî kıldığı hâlde Allâh’tan (hayır) umandır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 25; İbn-i Mâce, Zühd, 31)

İmâm Gazâlî, insanı bir süvârîye benzeterek şöyle der:

“Nefs, rûhun bineğidir. Eğer insan, nefsin dizginlerini salıverir ve onun gittiği istikâmete kendini bırakırsa helâk olması mukadderdir. (Bazı Hint dinlerinde ve mistik felsefelerde yapıldığı gibi) şâyet onu öldürmeye çalışırsa, bu sefer de hakîkat yolunda bineksiz kalır. O hâlde nefsinin dizginlerini elinde tut ve bineğinden istifade et!” (Osman Nûri Topbaş, Îmândan İhsâna Tasavvuf, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın Güzel İsimleri)

el-Câmi’: Bütün iyilik ve güzellikleri, erdem ve övgüleri zatında toplayan, evrendeki tüm varlıkları, tam bir âhenkle toplayıp düzenleyen, tabiatları zıt olan birçok unsuru birleştiren, insanları birbirlerine sevdirip kalpleri ısındıran mahlûkatı hesaba çekmek ve insanlara, kazandıklarının karşılığını vermek için, kıyamet gününde bir araya toplayan demektir.

Kısa Günün Kârı

Nefsinin aklına hükmetmesine izin verme!

Lügatçe

mukadder: Takdîr olunmuş, kıymeti biçilmiş; kadri, değeri bilinmiş, beğenilmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder