Allah Teâlâ, denemek için yarattığı insanoğlunun dünya imtihanında başarılı olması için ona pek çok kolaylıklar tanımış, sırtına taşıyamayacağı, altından kalkamayacağı ağır yükler yüklememiştir (Bakara, 286). Dünyaya rahat bir şekilde gelebilmesi için doğum yolunun kolaylaştırılması (rahmin açılıp doğum kanalının genişletilmesi) (Abese, 20), bunlardan ilkidir. Zayıf bir yapıda yaratılan insana ilahî rahmetin gereği olarak sunulan kolaylıklar, onun daha iyi bir kul olabilmesini sağlamak içindir; Allah'ın muradı, insanlara zorluk çıkarmak değil, kolaylık göstermektedir (el-Bakara, 52/185).
İnsan yapısına en uygun bir din olan İslâm'ın bu özelliği Hz. Peygamber tarafından şöyle dile getirilmektedir: "Şüphesiz ki bu din, kolaylıktır. Her kim, (kolay olan) bu dini zorlaştırırsa, altında kalır. Onun için orta bir yol tutun ve dini takribî bir surette tatbik edin" (Buhârî, İman, 29). Allah insanların, kendilerinden istenmeyen sorumlulukların (zorlukların), ibadet niyetiyle de olsa altına girmemelerini istemekte ve buna Hıristiyanlıktaki ruhbanlığı örnek vermektedir (Hadid 57/27). Peygamberimiz de, devam ettiremeyecekleri sıklık ve zorluktaki nafile ibadetlere başlamamaları için ashabını uyarmış, güçlerinin yeteceği kolaylıkta onlara başlayıp devam ettirmelerini tavsiye etmiştir. İnce eleyip sık dokuyarak gereğinden fazla zorlaştırma, özemecilik düşünceleri de Hz. Peygamber tarafından yasaklanmış ve böyle yapanların helak olacağı bildirmiştir (Müslim, İlim, 7).
Dinde kolaylık demek, dinin emir ve yasaklarında hiç bir zorluk olmayacağı anlamına gelmez. Bir dereceye kadar zorluk ve zorlanma, imtihanın yapısında vardır. Din imtihan için vaz' edildiğine göre, onda da bazı zorlukların bulunması tabiîdir. Fakat bu zorluklar hiç bir zaman insanın başaramayacağı derecede değildir. Ondan istenen, dindeki makul bu zorluklara katlanmak, ibadet kasdıyla da olsa ilave zorluklar çıkarmamak ve dinin kolaylaştırdığım zorlaştırmamaktadır. Hiç bir kimsenin buna yetkisi yoktur.
Dini insanlara öğretirken kolaylaştırmak, sevdirmek, Hz. Peygamber'in emri; zorlaştırmak ve nefret ettirmek ise yasağıdır.
Allah Teâlâ bazı zorluklar anında ibadetlerin yapılmasını daha da kolaylaştırmıştır. Meselâ, yolcu veya hasta olanların oruçlarını daha sonra kaza etmeleri, su bulamayanların teyemmüm etmeleri, ayakta namaz kılamayanların oturarak, oturarak kılamayanların yatarak, bunu da yapamayanların işaretle namaz kılabilmeleri bunlardan bazılarıdır. Halk arasında "dinin kurallarına uymak zordur, dinî davranışlar, ibadetler ne kadar zor olursa, o kadar makbuldür...” gibi yanlış kanaatlar vardır. Allah ve Rasûlü ısrarla dindeki kolaylıkları dile getirdiği halde, bu tür kanaatlar, pek çok kişiyi dinden uzaklaştırmaktadır. Bu kolaylıkları şöyle sıralayabiliriz:
Öğüt olsun diye geçmiş ümmetlerin kıssaları anlatılarak Kur'ân'ın anlaşılmasının kolaylaştırılması (el-Kamer, 54/17, 22, 32, 40); Ümmet-i Muhammed'in daha kolay anlaması için, Hz. Peygamber'in diliyle Kur'ân'ı kolaylaştırması (Meryem, 19/97; Duhan, 44/58); görevini yerine getirebilmesi için Allah'ın Peygamberine kolaylık göstermesi (A'lâ, 87/8); iyi ve müttakilerin işini Allah'ın kolaylaştırması, kötülerinkini zorlaştırması (Leyl, 92/7-10; Talak, 65/4); "Ya Rabbi işimi kolaylaştır" duasının insana tavsiye edilmesi (Nûr, 24/24); namazda kolayımıza gelen âyetleri okuyabilmemiz (Müzemmil, 73/20); hacda kolayımıza gelen hedy kurbanı kesmemiz (el-Bakara, 2/196); Allah'ın insana her zorluktan sonra bir kolaylık vereceği (et-Talak, 67/7; İnşirah, 94/5-6); mahşerde ameli iyi olanların kolay, kötü olanları zor bir hesaba çekileceği (İnşikak, 84/8); ödeme güçlüğü çeken borçluya kolaylık gösterme tavsiyesi (el-Bakara, 2/280).
Hz. Peygamber de; "Dininizin en hayırlı ameli, kolay olanıdır" demiş ve Hz. Âişe'nin belirttiğine göre, günah olmamak şartıyla iki şeyden birini tercihte muhayyer bırakıldığında, daima, kolay olanı tercih etmiştir. Bundan dolayıdır ki, İslâm hukukunda, kolayı tercih (el-amel bil-eyser) külli bir kaide olarak kabul edilmiştir. Ey Rabbîm! İşimi kolaylaştır, zorlaştırma ve hayırla sonuçlandır" (Rabbi yessir...) duası da, dindeki kolaylığı çok güzel bir şekilde dile getirmektedir.
Akif KÖTEN
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
13 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder