25 Haziran 2010 Cuma

İnsanların En Hayırlıları

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı vardır.” (En’âm, 160)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, II,)


Misliyle Karşılık Bulan İyilik

Bir gün dilencinin biri Hz. Ali (ra)’ın önünde durup bir şeyler istedi. Hz. Ali, oğulları Hasan ve Hüseyin (ra)’ya:

“–Annenize gidin ve evdeki altı dirhemi alıp getirin!” dedi.

Hz. Hasan ve Hüseyin (ra) gittiler ve altı dirhemin hepsini getirip babalarına teslîm ettiler. Hz. Ali de bu dirhemleri dilenciye verdi. Hâlbuki o esnâda kendilerinin de bu dirhemlere ihtiyacı vardı. Hz. Fâtıma (ranhâ) onunla un alacaktı. Bir müddet sonra Hz. Ali (ra) eve gitmek üzere yola koyuldu. Henüz evden içeri adımını atmamıştı ki, yanına devesini satmak isteyen bir kimse geldi:

“–Parasını sonra verirsin.” diyerek devesini Hz. Ali’ye yüz kırk dirheme sattı ve hayvanı kapıya bağlayıp gitti. Kısa bir süre sonra bir başka kimse çıkageldi ve deveyi iki yüz dirheme satın aldı. Parasını da hemen ödeyip gitti.


Hz. Ali (ra), yüz kırk dirhemi deveyi satın aldığı kimseye verdi, arta kalan altmış dirhemi de Hz. Fâtıma’ya teslim etti ve şöyle dedi:

“–Bu, Allâh’ın: “Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı vardır.” (el-En’âm, 160) buyurarak bize vaad ettiği ihsânıdır. Biz o altı dirhemi verdik. Allâh Teâlâ da on misliyle mukâbelede bulundu!..” (Osman Nuri Topbaş, Vakıf İnfak ve Hizmet, Erkam Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

el-Mukaddim: Öne alan.


Kısa Günün Kârı

Bugün bir ihtiyaç sahibine yardım et!


Lügatçe

ihsân: 1. İyilik etme. 2. Bağış, bağışlama. 3. Verilen, bağışlanan şey. 4. Lütuf, iyilik.
mukâbele: Karşılık verme, karşılama.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder