Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…İnkâr edenler, dünyâda sadece zevk ü safâ ederler ve hayvanların yediği gibi yerler. Onların varacağı yer cehennemdir!” (Muhammed, 12)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Hiçbir insan, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Hâlbuki kişiye, kendisini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet bir kimsenin mutlaka çok yemesi gerekiyorsa, midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırsın!” (Tirmizî, Zühd, 47)
Asr-ı saâdetteki şu hâdise, yeme-içmede bu nebevî düsturlara riâyetin bereketini ne güzel ifade etmektedir:
İskenderiye Mukavkısı, Peygamber Efendimiz’e pek çok hediye ile birlikte bir de doktor göndermişti. Efendimiz (sav), doktora:
“−Âilenin yanına dönebilirsin. Çünkü biz acıkmadıkça yemeyen bir kavimiz. Yediğimiz zaman da doyuncaya kadar yemeyiz.” buyurdu. (Halebî, İnsânu’l-Uyûn, III, 299) (Osman Nûri Topbaş, Öyle Bir Rahmet ki, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
el-Müntakım: Suçluları gerektiği gibi cezalandıran.
Kısa Günün Kârı
Yemekte midenin üç’te birini yemeğe ayır!
Lügatçe
zevk ü safa: Eğlenme, eğlence.
düstur: Kanun, kaide, kural
Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi
-
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet
İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı
Veyisz...
13 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder