25 Haziran 2010 Cuma

Canından Öte Sevgi

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tesbih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)” (Fetih, 9)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Bun­dan böy­le si­zin hic­ret ede­ce­ği­niz şeh­rin, iki ka­ra taş­lık ara­sın­da hur­ma­lık bir yer ol­du­ğu ba­na gös­te­ril­di.” (Bu­hâ­rî, Ke­fâ­let, 4)


Sevr Ma­ğa­ra­sı’nda Al­lâh Ra­sû­lü (sav), bir ara mü­bâ­rek baş­la­rı­nı Hz. Ebû Be­kir (ra)’ın diz­le­ri­ne ko­yup ha­fif bir uy­ku­ya dal­mış­lar­dı. O es­nâ­da Ebû Be­kir (ra), ma­ğa­ra­da ken­di­le­ri­ne çok ya­kın bir yer­de kü­çük bir de­lik gör­dü. Her­han­gi bir za­rar­lı ha­şe­râ­tın çı­kıp da Hz. Pey­gam­ber (sav)’i in­cit­me­me­si için he­men aya­ğı­nı Al­lâh Ra­sû­lü’nü uyan­dır­ma­dan o de­li­ğin üze­ri­ne koy­du.

İm­ti­hân-ı ilâ­hî, ger­çek­ten bir müd­det son­ra dü­şün­ce­sin­de hak­lı çık­tı. Zî­râ bir yı­lan, Hz. Ebû Bekr’in aya­ğı­nı şid­det­li bir şe­kil­de ısır­dı ve zeh­ri­ni akıt­tı. O bü­yük sa­hâ­bî­nin ca­nı o ka­dar yan­dı ki, Ra­sû­lul­lâh (sav) uyan­ma­sın di­ye hiç kı­pır­da­ma­dıy­sa da, göz­le­rin­den dü­şen bir­kaç dam­la­ya mâ­nî ola­ma­dı. Öy­le ki, bu dam­la­lar­dan bir ta­ne­si Al­lâh Ra­sû­lü (sav)’in vech-i mü­bâ­rek­le­ri­ne düş­tü. Bu­nun üze­ri­ne uya­nan Hz. Pey­gam­ber (sav):

“–Ne var yâ Ebû Be­kir? Ne ol­du?” di­ye sor­du.

Hz. Ebû Be­kir (ra):

“–Bir şey yok yâ Ra­sû­lal­lâh!” de­diy­se de, Ra­sû­lul­lâh (sav)’in ıs­râ­rı üze­ri­ne me­se­le­yi an­lat­mak zo­run­da kal­dı. (Bey­ha­kî, De­lâ­il, II, 477; İbn-i Ke­sîr, el-Bi­dâ­ye, III, 223)

Al­lâh Ra­sû­lü (sav), he­men mü­bâ­rek tük­rük­le­ri­ni yı­la­nın ısır­dı­ğı ye­re par­mak­la­rıy­la sür­dü­ler. Al­lâh’ın lut­fuy­la da­ha o an­da Ebû Be­kir (ra)’ın acı ve ız­tı­râ­bı din­di, ya­ra­sı şi­fâ bul­du. (Osman Nuri Topbaş, Hazret-i Muhammed Mustafa-1, Erkam Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

el-Metîn: Son derece güçlü.


Lügatçe

vech: Yüz, surat, çehre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder