Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah’ı tesbih edesiniz diye (Peygamber’i gönderdik.)” (Fetih, 9)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Bundan böyle sizin hicret edeceğiniz şehrin, iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi.” (Buhârî, Kefâlet, 4)
Sevr Mağarası’nda Allâh Rasûlü (sav), bir ara mübârek başlarını Hz. Ebû Bekir (ra)’ın dizlerine koyup hafif bir uykuya dalmışlardı. O esnâda Ebû Bekir (ra), mağarada kendilerine çok yakın bir yerde küçük bir delik gördü. Herhangi bir zararlı haşerâtın çıkıp da Hz. Peygamber (sav)’i incitmemesi için hemen ayağını Allâh Rasûlü’nü uyandırmadan o deliğin üzerine koydu.
İmtihân-ı ilâhî, gerçekten bir müddet sonra düşüncesinde haklı çıktı. Zîrâ bir yılan, Hz. Ebû Bekr’in ayağını şiddetli bir şekilde ısırdı ve zehrini akıttı. O büyük sahâbînin canı o kadar yandı ki, Rasûlullâh (sav) uyanmasın diye hiç kıpırdamadıysa da, gözlerinden düşen birkaç damlaya mânî olamadı. Öyle ki, bu damlalardan bir tanesi Allâh Rasûlü (sav)’in vech-i mübâreklerine düştü. Bunun üzerine uyanan Hz. Peygamber (sav):
“–Ne var yâ Ebû Bekir? Ne oldu?” diye sordu.
Hz. Ebû Bekir (ra):
“–Bir şey yok yâ Rasûlallâh!” dediyse de, Rasûlullâh (sav)’in ısrârı üzerine meseleyi anlatmak zorunda kaldı. (Beyhakî, Delâil, II, 477; İbn-i Kesîr, el-Bidâye, III, 223)
Allâh Rasûlü (sav), hemen mübârek tükrüklerini yılanın ısırdığı yere parmaklarıyla sürdüler. Allâh’ın lutfuyla daha o anda Ebû Bekir (ra)’ın acı ve ıztırâbı dindi, yarası şifâ buldu. (Osman Nuri Topbaş, Hazret-i Muhammed Mustafa-1, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
el-Metîn: Son derece güçlü.
Lügatçe
vech: Yüz, surat, çehre
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
13 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder