Bu ayette geçen "nesî" (geciktirme)'nin nasıl olduğuna ve Arapların bu sûretle haram ayı nasıl helâl saydıklarına gelince; Ay senesi (354 gün) ile güneş senesi (365 gün) arasında on bir günlük bir fark olduğu için kamerî aylar her sene on bir gün evvel geliyordu. Buna göre Hac mevsimi bazan kış ortasına gelir, bazan yazın en sıcak zamanlarına rastlardı. Bu durum müşriklerin hoşuna gitmiyordu.
Çünkü yazın sıcağında kışın soğuğunda bedevîler Kâbe ziyaretine gelemiyor, ticaret hayatı da aksıyordu. Bundan dolayı her üç yılda bir defa bir meclis toplanır, o senenin aylarına bir ay eklenerek ay senesi on iki aydan on üç aya çıkarılırdı. Hac mevsimi ise devamlı olarak, dört mevsimden işlerine gelen (mesela ürünlerin yetiştiği) mevsime bırakılırdı. Bu suretle Hac mevsimi değişmiyor fakat aylar yer değiştirmiş oluyordu. Muharrem ayı Saferden başlayarak sırasıyla onikinci ay olan Zilhicce'ye kadar bütün on bir ayın yerini alırdı. Böylece haram aylar helâl ayların yerine geçmiş olurdu. Hac ayı (Zilhicce) de, her sene on bir ay sonraya bırakıldığı (yani nesî' yapıldığı) için hakiki Hac ayı olan Zilhicce'nin dokuzuncu günü ancak otuz üç senede bir defa esas kendi yerini buluyordu. Nitekim Hicretin onuncu yılı Zilhicce'si aslı yerine gelmişti.
Hadimi Hazretleri'nin Cenazesi'nin Yıkanması ve Tekfin İşlemleri
-
Devrinde, Anadolu'nun ilim, irfan ve marifet hayatında hemen hepsi de birer
yıldız gibi parlayan birçok talebelere icâzetnâme vererek, memleket ve
millet...
16 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder