25 Şubat 2010 Perşembe

EYYÂM-I MA'DÛDE – 2



'Eyyâm-ı ma'dûde', Kur'ân'da haccdan sözedilirken de kullanılır. Haccla ilgili olarak bir de 'bilinen günler' anlamında 'eyyâm-ı ma'lûme' geçmektedir ki, bundan kastedilen, haccın yapıldığı günler veya Zilhicce'nin ilk on günü, ya da Kurban Bayramı günleridir. Buna karşılık, hacc konusunda geçen 'eyyâm-ı ma'dûde' ise, bütün müfessirlerin görüşünce teşrik günleridir. 'Teşrik', yüksek sesle tekbir almak demektir. Hacc'da olunsun olunmasın,
Kurban Bayramı arefesinin sabahından, dördüncü gününün akşamına kadar teşrik tekbirleri * alınır. 'Sayılı günler' bu beş günü de içine almaktadır. Bununla birlikte birinci güne arefe ve bayramın ilk üç gününe 'kurban kesme günleri' de denir. Teşrik günleri tabiri bilhassa Zilhicce'nin on bir, on iki ve on üçüncü günleri için kullanılır. Sahih-i Buhâri'de İbn Ömer'den rivâyet edilen bir hadiste de ifade olunduğu gibi (İbn Hacer-i el-Askalânî, Bulûgu'l Meram (Selâmet Yolları),II, 561; Seyyid Sabık, Fıkhü's-Sünne, II, 164). Rasûlullah (s.a.s.) şeytan taşlamada attığı her taştan sonra tekbir getirirdi. Şu halde, arefe ve bayramın ilk günü 'bilinen günler'e girdiğinden, haccın menâsikinin yerine getirilmesini izleyen üç gün özellikle 'sayılı günler' olmaktadır (Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili; II, 730). Kur'ân'da emredilen de 'sayılı günler'de Allah'ı zikretmektir (el-Bakara, 2/203).
Kur'an'da, İslâm'ın Medine'de güçlenmesi karşısında telâşa düşen yahudi bilginlerinin, yahudileri İslâm'a girmekten alıkoymak için, rivâyete göre, Hz. Musa'nın Tur'da bulunduğu ve İsrailoğulları'nın buzağıya taptıkları günler kadar Cehennem'de kalacaklarını iddia ettikleri belirtilmektedir (el-Bakara; 80). Azlığını ifade için bu günlere onlar 'eyyâm-ı ma'dûde' adı verilmekteydi.
Ali ÜNAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder