EBCED HESABIYLA İSTANBUL'UN FETİH TARİHİ
Bazı âlimlerin de yalnız fonetik fizyolojisi ilkelerine göre tanzim edilmiş bir alfabe sistemi vardır. Bu sistemde gırtlak sesleri ile arka damak sesleri başta gelir ve ağız önünden çıkarılan sesler ile dudak sesleri sona bırakılmıştır. Halil b. Ahmed'in "Kitâbü'l Âyn'ında sıra şöyledir:
(ayn-ha-lamelif-gayn-gaf-kef-şın-sad-dad-sin-ra-tı-dal-te-zı-zel-se-ra-lam-nun-fe-be-mim-vav-elif-ye)
Bu sıra el-Ezherî'nin "Tehzib"inde ve İbn Sîde'nin " el-Muhkem"inde de aynıdır.
Hvaş erbâbı harflerin âdedlere delâlet etmek özelliğine dayânarak eski devirlerde
Ebced vb. kelimeleri büyü ve sihirde kullanmışlardır. Bu sistemde Elif'ten Ğayın'a kadar her harfe bir tanrı adı ile tabii kuvvetler tekâbül eder. Bir taraftan aded ile harf arasındaki bu ilişkiler diğer yandan bunlara tekâbül eden timsaller sayesinde amelî bir sır sistemi geliştirdiklerine inanmışlardır. Meselâ, efsun ve muskacılıkta, harflerin adedi değerlerine göre toplanır ve bu toplamın "cinler âlemi" ile ilişkisi bulunduğu kabul edilir. Bütün bunlar boş, şeytani uğraşıdan başka birşey değildir.
Ebced hesabı Fars ve eski Türk edebiyatında tarih düşürmede de kullanılmıştır. Meselâ İstanbul'un Fetih tarihi için Kur'ân-ı Kerîm'den "Âherûn" kelimesi düşürülmüştür. Bunların toplamı
(elif+gayn+ra+vav+nun)=1+600+200+6+50=857
çıkmaktadır ve bu tarih Hicri 857 (M. 1453) yılı olan fetih tarihidir. Aynı şekilde Elmalılı M. Hamdi Yazır, tefsirinde Molla Câmi'den naklederek Sebe sûresinin onbeşinci âyetindeki "Beldetün Tayyibetün" (iyi bir belde) ifadesi ile İstanbul'un fethinin kastedildiğini ve İstanbul'un fetih tarihinin (857 H. yılının) bu cümlenin ebcedi ile haber verildiğini yazmaktadır (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul 1936, V, 3956).
Hadimi Hazretleri'nin Cenazesi'nin Yıkanması ve Tekfin İşlemleri
-
Devrinde, Anadolu'nun ilim, irfan ve marifet hayatında hemen hepsi de birer
yıldız gibi parlayan birçok talebelere icâzetnâme vererek, memleket ve
millet...
19 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder