Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.” (Bakara, 43)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Cemaatle kılınan namaz, kişinin yalnız kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha fazîletlidir.” (Buhârî, Ezân, 30)
Molla Fenârî, cemâate devam etmemesi sebebiyle Yıldırım Bâyezîd’in şehâdetini kabûl etmeme cesaretini rahatlıkla göstermiş ve sebebini hayretle soran Sultan’a da açık bir şekilde:
“–Sultanım! Sizi cemâatte göremiyorum. Hâlbuki sizler, bu milletin rehberleri olarak ilk safta yer almalısınız. Yâni sizin amel-i sâlih sahibi olmanız gerekir... Şâyet cemâate iştirâk etmezseniz, halka kötü örnek olursunuz ki, bu da şâhidliğinizin kabûlüne engeldir...” cevabını vermişti.
Bu hâdise üzerine, diğer bir rivâyete göre de Niğbolu muvaffakıyetinin bir şükrânesi olarak Yıldırım Bâyezîd, Bursa’daki meşhûr Ulucâmî’yi yaptırdı ve beş vakit cemâate devam eyledi. (Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna
el-Muızz: İstediğini aziz eden.
Lügatçe
iştirak etmek: Katılmak.
muvaffakıyet: Allah'ın yardımıyla başarı gösterme.
aziz: Hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde mutlak gâlip gelen, son derece izzetli ve yüce olan.
Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi
-
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet
İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı
Veyisz...
14 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder