30 Nisan 2010 Cuma

Çamurlu Kaftan

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“…De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür…” (Zümer, 9)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

"Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten âlim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır." (Tirmizî, Zühd 14. İbni Mâce, Zühd 3)


Ulemanın Sultanları


Yavuz Sultan Selîm Han ve ordusu, Adana civarında şiddetli bir yağmura tutuldular. Her yer çamur deryâsı olmuştu. O sırada Selîm Han, devrin meşhûr âlimlerinden Kemâl Paşazâde ile yanyana at üstünde sohbet ederek gidiyorlardı. Birden Kemâl Paşazâde’nin atı ürktü ve ürken atın ayağından sıçrayan çamur, Yavuz’un üstünü baştan başa boyadı.

Kemâl Paşazâde çok üzüldü. Rengi attı. Yavuz, O’na dönerek mütebessim bir çehre ile:

“–Ulemânın atının ayağından sıçrayıp bizi boyayan çamur, bizim için şereftir. Mübârektir. Bu çamurlu kaftanı, ben ölünce sandukamın üzerine kapatın!” buyurdu. (Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yay.)

Makalenin Tamamını Okumak İçin Tıklayınız…


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

el-Vehhâb: Her çeşit nimeti karşılıksız, istemeden veren bol bol hibe eden.


Kısa Günün Kârı

Şeyhülislam İbn-i Kemal’in ruhuna bir Fatiha oku!


Lügatçe

kaftan: Padişahların üzerlerine giydikleri bir çeşit üst giysisi.
müstesna: İstisna edilen, kural dışı bırakılan, bırakılmış.
sanduka: Mermerden veya çuhadan yapılmış mezar üstü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder