Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Onlar kendi canları çektiği, kendileri de muhtaç oldukları hâlde yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler: «Biz sizi sâdece Allâh rızâsı için yediriyoruz, sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz. Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O’nun azâbına uğramaktan) korkarız.» (derler). İşte bu yüzden Allâh, onları o günün fenâlığından esirger; (yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.” (İnsân, 8,9,10,11) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Cimri ile cömerdin durumu, göğüsleri ile köprücük kemikleri arasına zırh giyinmiş iki kişinin durumuna benzer. Cömert, sadaka verdikçe, üzerindeki zırh genişler, uzar, ayak parmaklarını örter ve ayak izlerini siler. Cimri ise, bir şey vermek istediğinde, zırhın halkaları birbirine iyice geçer, onu sıkıştırır; genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz.” (Buhârî, Cihâd 89, Zekât 28; Müslim, Zekât 76-77) |
Enes (ra) şöyle anlatır: Rasûlullâh (sav), İslâm için kendisinden ne istenirse onu mutlakâ verirdi. Hele bir keresinde, yanına gelen bir adama, büyük bir koyun sürüsü vermişti… Adam kabîlesine dönünce: “–Ey milletim! (Koşun) müslüman olun. Çünkü Muhammed, fakirlik ve ihtiyaç korkusu duymadan çok büyük ikram ve ihsanlarda bulunuyor.” dedi. Hattâ kimileri, sırf dünyâlık elde etmek için müslüman olurlardı. Fakat çok geçmeden müslümanlık onların gözünde, dünyâdan ve dünyâ üzerindeki her şeyden daha değerli hâle gelirdi. (Müslim, Fedâil, 57-58) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Azîz: Dengi ve benzeri bulunmayacak derecede değerli ve şerefli olan, güçlü ve yenilmez olan, daima galip gelen, mağlup edilmesi mümkün olmayan demektir. |
Kısa Günün Kârı Yoksullara karşı cömert olalım. |
Lügatçe zırh: Eskiden oktan, kılıçtan korunmak için kullanılan çelik giysi. |
Koyunoğlu Müzesinin Arkasındaki Çeşme, Karatay, Konya
-
*Koyunoğlu Müzesinin Arkasındaki Çeşme, Karatay, Konya*
*(Üçler Mezarlığı tarafında)*
8 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder