7 Şubat 2011 Pazartesi

Güzel Kâbetullâh Varayım Sana!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.” (Âl-i İmrân 96,97)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Kötü söz söylemeden ve  büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner." (Buhârî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438.)
Ebû Hüreyre (ra) şöyle dedi: Rasûlullah (sav) bize bir gün bir konuşma yaptı ve:
"-Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri:
“-Her sene mi, ey Allah'ın Rasulü?” diye sordu.
Hz. Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip sustu. Sonra  şöyle buyurdu:
"-Eğer "evet" deseydim, her sene haccetmeniz farz olurdu, siz de onu yerine getiremezdiniz!“  Sonra sözlerine devamla:
"-Ben sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler peygamberlerine çok sual sormaları ve aldıkları cevaplar konusunda ihtilâf etmeleri sebebiyle helâk oldular. Bundan dolayı size, bir şey emrettiğim zaman onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının!" buyurdu. (Müslim, Hac 412; Nesâî, Menâsik 1. Buhârî, İ'tisâm 2)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Cebbâr: Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, mutlak iradesini her durumda yürüten, her güçlüğü kolaylaştıran, mahluklarının işlerini ıslâh eden; mahluklarının ihtiyaçlarını gideren, yaşama ve rızık sebeplerini sağlayan; kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, düzeni bozulan her şeyi tanzim eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Dinimizin şartlarından birisi olan Hac ibadeti için önce niyetlenelim! Maddi gücümüz yettiğince ibadetimizi ihmal etmeyelim!
Lügatçe
hidayet: Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
nişâne:
Eser, iz, belirti.
müstağnî:
Doygun.
helâk:
Ölme, öldürme, yok etme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder