Imanın ana temelleri altı olmakla ve bu altı temel bütün inanılacak şeyleri içine almakla beraber, akaid kitaplarında, öneminden ötürü ayrıca zikredilen şeyler de vardır:
Allah'ı, insanlarda, ya da diğer yaratıklarda bu1unan bir özellikle nitelemek küfürdür.
Inananlar cennette Allah'ı yer, zaman ve nitelikten uzak bir şekilde göreceklerdir.
Allah'ın Kelâmmn bir âyetini bile inkâr, insanı dinden çıkarır.
Allah'a mekân nisbet edilemez. Yani Allah şuradadır, ya da buradadır denmez. Belki, bilgisi ve gücüyle Allah her yerdedir, denir.
Isrâ ve Mîraç, yani Hz Muhammed'in Allah tarafından Mekke'den alınıp Kudüs'e götürülmesi, oradan da göklere yükseltilip bu yolculugunda Allah'la görüşmesi gerçektir.
Kıbleye dönüp namaz kılan hiçbir kimse; dinin zorunlu olarak bilinen kesin esaslarından birini açıktan inkâr etmedikçe, ya da küfrü kesin olan bir eylemi inanarak yapmadıkça kâfir sayılamaz.
Kâfirin müslüman üzerinde "velayat" hakkı yoktur, ya da "ulü'l-emr" ancak müslümandan olur.
Allah'a isyan emretmedikçe "ulü'l-emr"e itaat, zalim de olsa farzdır:
Abdestte mestler üzerine meshetme müslümanların ittifakıyla sabittir.
Imamla, yani tüm müslümanların önderi ile birlikte cihad kıyamete dek sürecektir.
Peygamber bildirmeden, kimsenin Cennetlik ya da Cehennemlik olduğuna hükm olunamaz.
Peygamberimizin arkadaşlarının, yani ashabının hepsi âdil insanlardır. Hiç birisine kötü söylemeyiz.
Allah'tan başka herkes yanılabilir. Ancak Allah, peygamberleri yanıldıklarında doğrultur.
Bir peygamber, bütün velilerden daha üstündür.
Allah dostlarının (evliya) kerametleri gerçektir.
Kâhinler ve gâibden haber verdiklerini söyleyenler yalancı ve kâfirdirler. Söylediklerini doğrulamayız. Ama Allah, bazı kullarına dilerse bazı sırlar öğretir.
Kıyametin, Deccalın çıkması, Hz. Isâ'nın inmesi ve Güneş'in batıdan doğması gibi büyük işaretleri vardır.
Allah Resûlünün yolundan başka bir yol, onun getirdiği gerçekten başka bir gerçek yoktur. Içiyle ve dışıyla ona itaati kabullenmeyen, havada da uçsa, suda da yürüse mü'min değildir.
Inanç açısından insanlar üçe ayrılır:
1. Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Allah'tan (c.c.) getirdiklerini kalbiyle kabul edip, diliyle söyleyen mü'min'dir.
2. Kabul etmeyen kâfirdir.
3. Kabul etmediği halde kabul ettiğini söyleyen münafıktır. Münafık kâfirden daha kötüdür. Ancak kalbinden inanmadığı halde müslümanlar gibi yaşayana biz Müslümanca muamele ederiz. Kalbini bildiğimizi söyleyemeyiz.
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
14 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder