11 Şubat 2011 Cuma

İÂRE

Ödünç verme, nöbetleşme, birbirinden alma, süratle gidip gelme.
Karşılıksız olarak ve dönülebilecek şekilde bir kişiye sözleşme esnasında faydalanması için verilen mal anlamında bir fıkıh terimi.
Ödünç verme akdi, tarafların sözlü ifadeleri (icab-kabul) veya karşılıklı olarak alıp verme yoluyla yapılır.
Ödünç vermenin sıhhatli olabilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
1- Ödünç veren ve alan kişiler akıllı veya mümeyyiz olmalıdırlar. Mümeyyiz olmayan çocuğun veya delinin ödünç alıp vermesi câiz değildir. Çocuğun bâliğ olması şart değildir (elKâsani, Bedâyiu's-Sanâyi, VI, 214).
2- Ödünç verenin izni, ödünç alanın kabzı olmalıdır. Kabzedilmeyen bir mal ödünç verilmiş olmaz.
3- Ödünç veren, verdiği malın menfaatine sahip olmalıdır.
4- Ödünç veren, ödünç vermeye zorlanmamış olmalıdır.
5- Ödünç verilen mal, helâk edilmeden faydalanmaya elverişli olmalıdır.
6- Ödünç verme akdinde, zaman yer, ne yönden ve kimlerin yararlanacağı belirtilir veya belirtilmez. Belirtilmemiş ise ödünç alan o malı istediği zaman, dilediği yerde ve arzu ettiği şekilde kullanabilir ve istediği kimseye ödünç olarak da verilebilir. şayet sözleşme esnasında zaman, mekân, faydalanma şekli ve faydalanacak kişiler sınırlandırılmış ise, ödünç olarak da verilebilir. Şayet sözleşme esnasında zaman, mekân, faydalanma şekli ve faydalanacak kişiler sınırlandırılmış ise, ödünç alanın buna uyması gereklidir. Malı ödünç alanın bir hatası olmaksızın zayi olursa ödünç alanın bunu tazmin etmesi gerekmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder