7 Şubat 2011 Pazartesi

Ticari Ahlak

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey îmân edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticâret olması hâli müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin! Ve nefslerinizi (kendinizi) öldürmeyin! Allâh size karşı pek merhametlidir.” (Nisâ, 29)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Malını satışa arz eden cesur tüccar merzuk (rızıklandırılmış), muhtekir (yâni daha yüksek fiyattan satmak için mal istifleyip saklayan) tüccar ise mel’undur.” (İbn-i Mâce, Ticârât, 6)
Rasûlullâh (sav) buğday satan bir adama rastladı. Satıcıya:
“–Nasıl satıyorsun?” diye sordu.
Adam da kendince anlattı. O esnâda Rasûlullâh (sav)’e:
“–Elini onun (buğdayın) içine daldır!” diye vahy (işâret) edildi.
Allâh Rasûlü (sav) de elini daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine:
“–İnsanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! Aldatan bizden değildir.” (Müslim, Îmân, 164) buyurdu.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kâbız: İmtihan için sıkan, rızkı belli bir ölçüde tutan ve o ölçüyle veren, ölüm anında kullarının can emanetini geri alan demektir.
Kısa Günün Kârı
Ticaret yaparken kimseyi maddi çıkarlar uğruna kandırmayalım.
Lügatçe
müstesnâ: Apayrı, dışında haricinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder