Harap Ev Gibi Olmayın

Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz, Kur'an'dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır.” (İsrâ, 82)

Rasûlullah (sav) buyurdular: “Kalbinde Kur’ân’dan bir miktar bulunmayan kimse, harap bir ev gibidir.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’ân, 18; Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 1)

Kur’ân ile duygu derinliğine nâil olabilmek ve Kur’ân’ın muhtevâsındaki ulvî mânâları amel-i sâlihler hâlinde davranışlara aksettirebilmek için, kalplerin mutlaka pozitif enerji ile, yani muhabbet ve rûhâniyetle dolması zarûrîdir. Tarih şâhittir ki, fertler, âileler ve milletler, ilâhî emânet olan Kur’ân-ı Kerîm’e tâbî oldukları nisbette âbâd olmuşlardır. Gönüllerimizin, içinde hiçbir hayat emâresi görülmeyen kurak bir çöl hâline gelmemesi için, bizlere en büyük ilâhî emânet olan Kur’ân’ı okumak, anlamak ve yaşamak sûretiyle dâimâ baş tâcı etmemiz gerekmektedir. (Osman Nûri Topbaş, İnsan Denilen Muamma, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Vehhâb: Bağışı çok olan, karşılıksız veren, nimetlerinin ardı arkası kesilmeyen, mü’min ya da kâfir ayrımı yapmadan, bütün mahlûkuna nimetlerini yağdıran, ihsân eden demektir.

Kısa Günün Kârı Kur’ân-ı Kerim’i hayatımızda rehber edinelim.

Lügatçe harap: Yıkık. nâil: Ermiş, isteğine ulaşmış olan. ulvî: Yüce, ulu, büyük. âbâd: Mamur, çok dolu.