1 Şubat 2011 Salı

Kokusu Misk Kokusudur.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Medine'nin her yanından üzerlerine saldırılsaydı da, o zaman savaşmaları istenseydi, şüphesiz hemen savaşa katılırlar ve evlerinde pek eğlenmezlerdi. Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir!” (Ahzâb, 14,15)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Allah Teâlâ kendi yolunda cihada çıkan kimseye, onu sadece benim yolumda cihad, bana îman, benim resullerimi tasdîk yola çıkarmıştır, buyurarak kefil olur. Allah, o kimseyi şehid olursa cennete koymaya, gazi olursa manevî ecre ve dünyalık ganimete kavuşmuş olarak, evine döndürmeye kefil olmuştur. Muhammed'in canını kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, Allah yolunda açılan bir yara, kıyamet gününde açıldığı gündeki şekliyle gelir: Rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur..." (Müslim, İmâre 103. Buhârî, Cihâd 7)
Ümmü Seleme (ranhâ) vâlidemiz der ki:
“Hendek’te Rasûlullâh ile birlikte bulundum. Orada ve bulunduğu diğer yerlerde kendisinden hiç ayrılmadım. Allâh Rasûlü hendeği bizzat beklemekte idi. O sırada şiddetli bir soğuğa tutulmuştuk. Rasûlullâh (sav)’e bakıyordum. Namaza durmuştu. Sonra gidip bir müddet hendeğe doğru baktı ve:
“–Şunlar herhâlde müşriklerin süvârîleridir, hendeği dolaşıyorlar! Onlara karşı koyacak kim var?” buyurdu. Daha sonra:
“–Ey Abbâd bin Bişr!” diye seslendi. Abbâd (ra):
“–Lebbeyk: Buyur yâ Rasûlallâh!” dedi.
Rasûl-i Ekrem Efendimiz ona:
“–Yanında kimse var mı?” diye sordu.
Abbâd (ra):
“–Evet! Ben ve ashâbınızdan bâzıları, çadırınızın çevresinde bulunuyoruz!” dedi.
Rasûlullâh (sav):
“–Arkadaşlarınla birlikte gidip hendek boyunca dolaş! Şu görünen süvârîler herhâlde düşman süvârîlerindendir, sizin için dolaşıyorlar, gafletinizden yararlanarak ansızın baskın yapıp bâzılarınızı öldürmeyi umuyorlar!” buyurdu ve:
“Ey Allâh’ım! Onların şerlerini bizden uzaklaştır! Onlara karşı bize yardım et ve bizi onlara gâlip kıl! Bizi, Sen’den başka gâlip kılacak yoktur!” diye duâ etti.
Abbâd bin Bişr (ra), arkadaşlarıyla birlikte gitti. O sırada müşriklerin reisi Ebû Süfyân, bir süvâri birliğiyle hendeğin dar yerini dolaşıyordu. Müslümanlar oraya yetiştiler, onları taş ve oka tuttular. Ben de onlarla birlikte durdum, müşrik süvârîlerine taş ve ok attık. Nihâyet onları zayıflattık, yıprattık. Bir müddet sonra bozuldular ve yerlerine dönmek zorunda kaldılar. Rasûlullâh’ın yanına döndüğüm zaman, kendisini namazda buldum… Allâh, Abbâd bin Bişr’e rahmet etsin! O her zaman Allâh Rasûlü’nün çadırını bekleyen ashâbdandı.” (Vâkıdî, II, 464) (Osman Nûri Topbaş, Hz. Muhammed Mustafa (sav)-II, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Selâm: Kendisi her türlü eksiklikten sâlim olup, başkalarını da her türlü kötülüklerini meşakkat, minnet, kusur ve âfetten kullarını kurtarıp selâmete çıkaran demektir.
Kısa Günün Kârı
Şehidlerimizin ruhlarına Fatiha okuyalım.
Lügatçe
mesuliyet: Sorumluluk.
süvârî:
Atlı asker.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder