8 Şubat 2011 Salı

Sen Kendinden Korkuyorsun

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiyâ, 35)
 Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Akıllı kimse, nefsinin hevâ ve hevesine uymayan ve ölümden sonrası için hazırlık yapandır…” (Tirmizî, Kıyâmet, 25/2459)
Hazret-i Mevlânâ ne güzel söyler:
“Oğul, herkesin ölümü kendi rengindedir, insanı Allâh’a kavuşturduğunu düşünmeden ölümden nefret edenlere ve ölüme düşman olanlara, ölüm korkunç bir düşman gibi görünür. Ölüme dost olanların karşısına da dost gibi çıkar.”
“Ey ölümden korkup kaçan can! İşin aslını, sözün doğrusunu istersen, sen aslında ölümden korkmuyorsun, sen kendinden korkuyorsun.”
“Çünkü ölüm aynasında görüp ürktüğün, korktuğun, ölümün çehresi değil, kendi çirkin yüzündür. Senin rûhun bir ağaca benzer. Ölüm ise, o ağacın yaprağıdır. Her yaprak, ağacın cinsine göredir…” (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Muğnî: Kullarından dilediğini zengin kılan demektir.
Kısa Günün Kârı
“Dün geçti bugünü düşünüyorum, yarın var mı?
Gençliğine güvenme, ölenler hep ihtiyar mı?” (Necip Fazıl Kısakürek)
Lügatçe
hevâ: İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
çehre:
Yüz, sima, görünüş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder