10 Şubat 2011 Perşembe

Sulh Daima Hayırlıdır

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.” (Şûrâ, 40)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“İnsanların arasını bulmak için hayırlı haber götüren (veya hayırlı söz söyleyen) kimse yalancı sayılmaz." (Buhârî, Sulh 2; Müslim, Birr 101. Ebû Dâvûd, Edeb 50; Tirmizî, Birr 26)
Bir gün Rasûlullah Efendimiz evindeyken Mescid-i Nebevî’den bir gürültü geldiğini duydu. Kâ’b İbni Mâlik, İbni Ebû Hadred adlı zâttan alacağını istemiş, bunun üzerine bir gürültü kopmuştu. Ümmetinin sıkıntıda olmasına pek üzülen Efendimiz, odasının kapı perdesini aralayarak:
“-Kâ’b!” diye seslendi.
Kâ’b İbni Mâlik:
“-Emret, yâ Rasûlallah!” diye ona doğru yöneldi.
Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, ona eliyle, alacağının yarısını bırak diye işaret etti.
Bunun üzerine Kâ’b:
“-Bıraktım, yâ Rasûlallah!” dedi.
Buna memnun olan Efendimiz, İbni Ebû Hadred’e dönerek:
“-Kalk, borcunu öde!”, buyurdu (Buhârî, Salât 71, 83; Müslim, Müsâkât 20).
Ashâbı arasında bir anlaşmazlık çıkınca, Rasûl-i Ekrem Efendimiz buna pek üzülür, aralarını bularak onları barıştırmak için elinden geleni yapardı.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Mümît: Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisi zamanı gelince kesen demektir.
Kısa Günün Kârı
Tartışmakta olan veya birbirine dargın olanların arasını bul ve onları barıştır.
Lügatçe
sulh: Barış, uzlaşma.
mükâfat:
 Ödül.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder