Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Rahmân’ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde vakar ve tevâzû ile yürürler, câhiller kendilerine (hoşa gitmeyecek) lâflarla sataştığı zaman, «Selâm!» derler (geçerler).” (Furkân, 63) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allâh Teâlâ bana; «O kadar mütevâzı olun ki, kimse kimseye böbürlenmesin; kimse kimseye zulmetmesin!» diye emretti.” (Müslim, Cennet, 64) |
Rasûlullah (sav), hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir sefer esnâsında, ashâbından koyun kesip pişirmelerini istemişti. Sahâbeden biri: “–Yâ Rasûlallâh, onu ben keseyim.” dedi. Başka biri: “–Yâ Rasûlallâh, yüzmesi de benim vazîfem olsun.” dedi. Bir başkası da: “–Yâ Rasûlallâh, pişirmesi de bana âit olsun.” dedi. Fahr-i Kâinât Efendimiz de: “–O hâlde odun toplamak da bana âit olsun.” buyurdu. Sahâbîler: “–Yâ Rasûlallâh! Biz onu da yaparız, Siz’in yorulmanıza gerek yok.” dedilerse de Peygamber Efendimiz: “–Sizin, benim işimi de yapabileceğinizi biliyorum. Fakat ben, size göre imtiyazlı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Çünkü Allâh Teâlâ, kulunun, arkadaşları arasında imtiyazlı durumda olmasını sevmez.” buyurdu. (Kastallânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniyye, Mısır, 1281,1,385)(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-1,Erkam Yay.) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) et-Tevvâb: Kendisine yönelen kullarının günahlarını affeden, tövbelerini kabul eden demektir. |
Kısa Günün Kârı Herkese karşı mütevâzı olalım. |
Lügatçe tevâzû: Alçak gönüllülük, gösterişsizlik. mütevâzı: Alçak gönüllü. imtiyaz: Ayrıcalık. |
Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın Beddua Ettiği Adam
-
Câbir b. Semure Radıyallâhü Anhümâ dedi ki;
(Hz.Ömer İbnu'l-Hattâb Radıyallâhü Anh, Aşere-i Mübeşşere'den olan Sa'd b.
Ebû Vakkâs Radıyallâhü Anh'ı Kûfe...
4 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder