3 Şubat 2011 Perşembe

Güldüğünüz Kadar Ağlıyor musunuz?

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! Ve siz, gaflet içinde oyalanmaktasınız.” (Necm, 60,61)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Siz benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.” (Buhârî, Tefsir, 5/12)
Hazret-i Mevlânâ, şu nasihatte bulunur:
“Akıllılar önceden ağlar; sonunda tebessümlere gark olurlar. Ahmaklarsa, önceden kahkahalara boğulur, sonra da başlarını taşlara vurarak ağlarlar.
Ey insan! Firâsetli olup işin sonunu başlangıçta iken gör de, cezâ gününde pişmanlık ateşiyle yanıp tutuşma!...”
İmam Gazâlî Hazretleri de şöyle bir kıssa nakleder:
Adamın biri, taşkınca gülmekte olan kardeşine:
“-Hayrola! Cehennemden kurtulacağına dâir bir haber mi aldın?” diye sorar. Kardeşinden; “-Hayır.” cevabını alınca da:
“-O hâlde nasıl (böyle) gülebiliyorsun!” der. (İhyâ, III, 288) (Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
er-Rahmân: Dünyada, iyi de olsa, kötü de olsa, mü’min de olsa, kâfir de olsa, hiçbir ayırım yapmadan, nimetini bütün kullarına veren, hepsine karşı sonsuz merhametini gösteren zatın ismidir.
Kısa Günün Kârı
Hayatımızdaki her şey edep ölçüsünde olsun!
Lügatçe
gaflet: Cenâb-ı Hakk’a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve heveslerine bağımlı olarak Allah’ı ve emirlerini unutmak.
gark olmak:
Bir şeye gömülmek, boğulmak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder