2 Ağustos 2010 Pazartesi

Yarın Allah’ın Huzurunda Olacaksın

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız.” (Âl-i İmrân, 158)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“İnsanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda hesap vermek üzere kabirlerinden kalkarlar. Onlardan bazıları kulaklarının yarısına kadar ter içindedirler.” (Buhârî, Rikak 47, Tefsîru sûre 83; Müslim, Cennet 60.)
Endülüs fâtihi Târık bin Ziyâd’ın îman hassâsiyeti ve tevâzû hâli de bu hususta ne güzel bir numûnedir:
Târık bin Ziyâd’ın beş bin kişilik ordusu, doksan bin kişilik İspanya ordusunu perişan etmişti. Târık, kralın hazineleri üzerine ayağını koyarak kendi kendine şöyle dedi:
“Ey Târık! Dün boynu tasmalı bir köle idin. Gün geldi, Allah seni hürriyetine kavuşturdu. Sonra da bir kumandan oldun. Bugün, Endülüs’ü fethettin ve kralın sarayında bulunuyorsun. Şunu iyi bil ve hiçbir zaman unutma ki, yarın da Allâh’ın huzûrunda olacaksın!(Osman Nûri Topbaş, Öyle Bir Rahmet ki, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hâlık: Her şeyi yoktan var eden, yaratan, yarattığı her şeyin bütün ayrıntılarını bilen ve mahlûkuna takdir ettiği ömür içerisinde, onun göreceği her hâli, hadiseyi tespit ve tayin eden demektir.
Kısa Günün Kârı
İlahi kameraların gözetiminde olduğunu unutma! Allah’ın huzuruna çıkacağını aklından çıkarma ve hayırlı ameller işle!
Lügatçe
tevâzû: Alçakgönüllülük gösterme.
numûne:
Örnek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder