2 Ağustos 2010 Pazartesi

Düşün, Akıl Erdir, Tefekkür et!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, Azîz ve Alîm olan Allâh’ın takdîridir. Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tâyin ettik. Nihâyet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner. Ne Güneş Ay’a yetişebilir ne de gece gündüzü geçebilir! Her biri (belli) bir yörüngede yüzerler.” (Yâsîn, 38,39,40)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Ay ile Güneş, Allâh’ın varlığını (azametini ve kudretini) gösteren âyetlerdendir.” (Buhâri, Küsûf, 15)
Mîlâdî yedinci asırda Ay ve Güneş’in belli bir yörüngede sürdürdükleri dâirevî hareketlerini düşünmek bile mümkün değildi. Onların hareketleri hakkında bâtıl fikirler çoktu. Hattâ Hz. Peygamber (sav)’in oğlu İbrâhim vefât ettiği zaman Güneş tutulmuştu. Halk:
“–Hazret-i Peygamber’in oğlu vefât ettiği için Güneş tutuldu.” dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav):
“–Ay ile Güneş, Allâh’ın varlığını (azametini ve kudretini) gösteren âyetlerdendir. Hiçbir kimsenin ne ölümünden ne de hayâtından ötürü tutulurlar. Böyle bir durum gördüğünüz zaman, Ay ve Güneş açılıncaya kadar namaz kılın, duâ edin!” buyurdular. (Buhârî, Küsûf, 15) (Osman Nûri Topbaş, Rahmet Esintileri, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Bârı’: Vücuda getirdiği her şeyin âza ve cihazını, herhangi bir modele bağlı kalmadan yoktan var edip, birbirine uygun yaratan, kusursuzca var eden demektir.
Lügatçe
azamet: . Büyüklük, ululuk.
kudret:
. Kuvvet, takat, güç. 2. Allah'ın ezelî gücü. 3. Varlık, zenginlik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder