2 Ağustos 2010 Pazartesi

Az Güler, Çok Ağlardınız!

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Artık kazanmakta olduklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!” (Tevbe, 82)
Ebu Hureyre  (ra) anlatıyor: (Ashab'tan bir kısmı): "Ey Allah'ın Rasûlü! Sen bize şaka yapıyorsun!" demişlerdi.
Rasûlullah (sav) buyurdular:
"Şurası muhakkak ki (şaka da olsa) ben sadece hakkı söylerim!" buyurdular. (Tirmizi, Birr 57)
On beş yaşlarında bir çocuk olan Zeyd bin Sâbit (ra) bir ara uyuyakalmıştı. Müslümanlar onu hendeğin kenarında uyur bir hâlde bırakarak gitmişlerdi. Yanına varan Umâre bin Hazm (ra) şaka olsun diye onun silâhlarını alıp sakladı. Zeyd uyanıp silâhlarını bulamayınca telâşlandı ve korktu. Peygamber Efendimiz (sav) bunu işitince Zeyd’i yanına çağırttı ve ona:
“–Ey uykucu! Sen uykuya daldın, silâhların da kaybolup gitti!” buyurduktan sonra:
“–Bu çocuğun silâhlarının nerede olduğunu bilen var mı?” diye sordu.
Umâre (ra):
“–Yâ Rasûlallâh, ben biliyorum, silâhlar bende.” dedi.
Allâh Rasûlü (sav):
“–Silâhlarını ona teslîm et!” buyurdu ve şaka olarak da olsa müslümanları korkutmayı veya onların herhangi bir şeyini alıp saklamayı yasakladı. (Vâkıdî, II, 448)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Bedî’: Bütün varlıkları, eşi ve örneği olmaksızın, sanatkârane bir şekilde yaratan, misilsiz, hayret verici âlemler icat eden, hiçbir benzeri olmayan şeyler ortaya koyan demektir.
Kısa Günün Kârı
Çok şaka yapan eğlenceye alınır. Bir şeyi çok yapan onunla tanınır. Kimseye kırıcı ve korkutucu şaka yapma!
Lügatçe
sanatkârane: Sanatkârca, bir sanatkâra yakışacak yolda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder