2 Ağustos 2010 Pazartesi

Rüzgârla Gelen Rahmet

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar (o rüzgârlar), ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret alırsınız.” (A’râf, 57)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
"Rüzgâr, Allah'ın kullarına bir nimetidir. Bazan rahmet, bazan da azap getirir. Rüzgârı gördüğünüz zaman ona sövmeyiniz. Onun hayrını isteyiniz; şerrinden de Allah'a sığınınız." (Ebû Dâvûd, Edeb 104)
Âişe (ranha) şöyle dedi:
Peygamber (sav), rüzgâr şiddetli estiğinde şöyle dua ederdi:
"Allahümme innî es'elüke hayrahê ve hayra mâ fîhê ve hayra mâ ürsilet bihî; ve eûzü bike min şerrihê ve şerri mâ fîhê ve şerri mâ ürsilet bihî: Allahım! Senden bu rüzgârın, onun içinde bulunanın ve onunla gönderilenin hayrını isterim. Bu rüzgârın şerrinden, içinde bulunanın ve onunla gönderilenin şerrinden sana sığınırım."  (Müslim, İstiskâ 15)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
en-Nûr: Nurlandıran, nurun kaynağı, âlemleri nurlandıran, simalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdıran, kulunun iç âlemini nurlandırarak onu hidâyete kavuşturan, hakkı, doğruyu görmesini sağlayan demektir.
Lügatçe
şerr: Kötülük, fenalık; kötü iş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder