1 Mayıs 2010 Cumartesi

Karınca Fetvası

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Süleyman'ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları toplandı; hepsi birarada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu. Nihayet Karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin! dedi. (Süleyman) onun sözünden dolayı gülümsedi ve dedi ki: Ey Rabbim! Beni, gerek bana, gerekse ana-babama, verdiğin nimete şükretmeye ve hoşnut olacağın iyi işler yapmaya muvaffak kıl. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat.” (Neml, 17, 18, 19)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:


“Allah Teâlâ bu konuşamayan hayvanlara iyi davranmanızı emrediyor! Verimli bir arâziden geçiyorsanız hayvanların biraz otlamasına müsâde edin! Kurak bir yerden geçiyorsanız oradan çabuk geçin, bu tür yerlerde fazla oyalanarak hayvanlara sıkıntı ve zarar vermeyin!” (İbn-i Hacer, El-Metâlibü’l-Aliye, II, 226/1978)


Kânuni Sultan Süleyman, sarayın bahçesinde armut ağaçlarını kurutan karıncaların öldürülebilmesi için Şeyhulislâm Ebussuûd Efendi’den aşağıdaki beyitle fetvâ istedi:

Dırahta ger ziyân etse karınca,
Zararı var mıdır ânı kırınca

Pâdişâh’ın bu fetvâ talebine, Ebussuûd Efendi de bir beyitle cevap verdi:

Yarın Hakk’ın dîvânına varınca;
Süleyman’dan hakkın alır karınca!...

Bir karıncayı bile incitmekten çekinecek kadar mükemmel bir mânevi terbiye ile gönülleri yoğrulan kâmil mü’minler, bütün mahlûkâta rahmet pınarı oldular. Şefkat ve merhametleri bütün mahlûkâtı kuvaklayacak kadar genişledi. Gölgesi her yere ulaşan rahmet bulutları hâline geldiler. [Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, Ocak 2010, 287. Sayı, Sayfa 37]


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

el-Melik: Her şeyin tek sahibi.


Kısa Günün Kârı

Karıncayı bile incitme!


Lügatçe

müteşekkil: 1. Teşekkül etmiş, şekillenmiş, şekillenen. 2. Meydana gelmiş, kurulmuş, olmuş.
muvaffak: 1. Allah'ın yardımına ulaşmış, işi rast gitmiş. 2. Başaran, beceren.
mahlukat: Yaratılmış şeyler, canlılar, yaratıklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder