1 Mayıs 2010 Cumartesi

Hassas Denge

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

“Gece de onlar için bir ibret alâmetidir. Biz ondan gündüzü sıyırıp çekeriz de onlar karanlıklara gömülürler. Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, azîz ve alîm olan Allah'ın takdiridir. Ay için de birtakım menziller (yörüngeler) tayin ettik. Nihayet o, eğri hurma dalı gibi (hilâl) olur da geri döner. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler. ” (Yasin, 37,38,39,40)


Rasûlullah (sav) buyuruyor:

“Al­lâh’ın ya­rat­tık­la­rı üze­rin­de te­fek­kür edin…” (Dey­le­mî, II, 56; Hey­se­mî, I, 81)


Kâinatta hiçbir şey abes yaratılmamıştır. Yaratılışın hikmet ve gâyelerini her zerre lisân-ı hâl denilen, kendine has bir lisân ile beyân etmekte, gönülleri îmâna ve Allah muhabbetine çekmektedir. İşte gerçek tefekkür, bu beyanları lâyıkıyla okuyabilmektir.


Kâinattaki varlıkları, hayat ve hâdiseleri sırf baş gözüyle seyretmek, olgun bir idrâk için kâfî değildir. Seyredişin, bir de zihin ve gönlün müşterek faâliyeti olan tefekkür ile olgunlaştırılarak, ibret nazarıyla temâşâ sûretinde gerçekleştirilmesi îcâb eder. Ancak bu sâyede kâinattaki ilâhî kudret tecellîleri, rûha apayrı bir zindelik, kuvvet ve kemâlât kazandırır. (Osman Nuri Topbaş, Gönül Bahçesinden Öyle Bir Rahmet ki, Erkam Yay.)


Her Güne Bir Esma-ül Hüsna

er- Rahîm: Ahirette, sadece mü’min kullarına karşı merhametli.


Lügatçe

abes: Boş, saçma.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder