1 Şubat 2011 Salı

Selim Bir Kalple Yaşamak

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline!” (Hümeze, 1)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ashâbımdan kimse bana bir başkasından söz ulaştırmasın! Zîrâ ben sizin karşınıza (peşin hükümlerle değil) selîm bir kalple çıkmak istiyorum.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 28/4860)
Gerçekten gıybet, İslâm kardeşliğini bozan, toplum düzenini altüst eden, birlik ve beraberlik rûhunu öldürerek kalplere kin ve husûmet saçan büyük günahlardan biridir. Böyle olmakla beraber birçok kimse, câhilâne bir düşünce ile, söylediğinin gerçek olmasıyla kendisini avutur. Hâlbuki gıybet, esâsen gerçek olan bir kusurun söylenmesidir. Gerçek olmayanı söylemek ise iftirâdır. Bunu düşünmeyerek, bir kişinin, sözlerinin doğru olmasıyla tesellî bulması ve yanlış yolda devâm edip gitmesi, ne büyük bir gaflettir!
Rasûlullah (sav) birgün:
“–Gıybet nedir, bilir misiniz?”diye sormuştu. Ashâb-ı kirâm:
“–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” dediler. Hazret-i Peygamber:
“–Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.” buyurdu.
“–Söylenen ayıp, eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?” diye soruldu.
“–Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftirâ ettin demektir.” buyurdu. (Müslim, Birr, 70; Ebû Dâvûd, Edeb, 40/4874) (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti II, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Ğaffâr: Daima affedici olup, mağfireti, bağışlaması sonsuz olan, yeniden işlenen günahları örten, setreden ve affeden demektir.
Kısa Günün Kârı
Bir başkasının hakkında konuşmayalım.
Lügatçe
selim: Dürüst, kusursuz.
husûmet:
Düşmanlık.
câhilâne:
Cahilce.
gıybet:
Birinin hakkında kötü konuşmak, dedikodu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder