Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Allah Teâlâ’nın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve bunların ötekilere mallarından harcama yapması sebebiyle, erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için iyi kadınlar itâatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık onlar da kocalarının haklarına saygı gösterirler ve namuslarını korurlar…” (Nisâ, 34) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Bir koca karısına ihtiyaç duyup da onu yanına çağırdığında, kadın ocak başında bile olsa, hemen kocasının yanına gelsin.” (Tirmizî, Radâ` 10; Nesâî, es-Sünenü’l-kübrâ, İşretü’n-nisâ bâbı.) |
Ashâb-ı kirâmdan Esmâ binti Yezîd adında bir hanım vardı. Çok güzel konuşurdu. Bir gün hanım sahâbîler Esmâ’yı aralarında temsilci seçerek Peygamber Efendimiz’e gönderdiler. Merak ettikleri bir konuyu ondan öğrenmesini istediler. Esmâ Resûl-i Ekrem’in huzuruna giderek şunları söyledi: “-Anam, babam sana fedâ olsun, ey Allah’ın Resûlü! Ben kadınlar tarafından gönderilen bir elçiyim. Allah Teâlâ seni bütün erkeklere ve kadınlara peygamber göndermiştir. Biz sana ve senin Rabbine imân ettik. Fakat biz, kadınlar olarak, sizin evlerinizde kapanıp kalıyoruz. Sizin cinsî isteklerinizi tatmin ediyoruz. Siz erkekler ise cuma namazı kılmak, câmilere ve cemâatlere gitmek, hastalara gidip hatır sormak, cenazelerde bulunmak, defalarca hac edebilmek, bunlardan daha faziletli olarak da Allah yolunda savaşıp cihâd etmek gibi üstünlüklerle bizi geçmiş durumdasınız. Şurası da muhakkak ki erkek kısmı hac veya umre etmek, kâfirlerle savaşmak üzere evinden çıktığı zaman mallarınızı biz koruyor, iplik eğirip elbiselerinizi dokuyor ve çocuklarınızı besliyoruz. O hâlde biz kadınlar, o hayırlı işlerin ecir ve sevabında sizlere ortak olamaz mıyız?” Doğrusu Esmâ çok güzel konuşmuştu. Efendimiz onu sonuna kadar dikkatle dinledikten sonra yanında bulunan sahâbîlere dönerek: - “Siz, bir kadının dinî konulardaki sorularını bundan daha güzel ifade ettiğini hiç duydunuz mu?” diye sordu. Sonra da Esmâ’ya şunları söyledi: “Ey hanım! Şunu iyice anla ve seni gönderen hanımlara anlat ki, kadın kısmının kocasıyla iyi geçinip onun hoşnutluğunu kazanması, saydığın o değerli ibadetlerin hepsine denk olur.” Esmâ bu cevabı alınca çok sevindi ve “Lâ ilâhe illallah” diyerek oradan ayrıldı. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gâbe, VII, 19; Mehmed Zihni, Meşâhîrü’n-nisâ’, I, 36) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) Zü’l-celâli ve’l-ikrâm: Hem büyüklük, yücelik ve kerem sahibi, hem de sonsuz ikramların sahibi demektir. |
Kısa Günün Kârı Eşlerinize karşı hoşgörülü olursanız muhabbet ve huzur daim olur! |
Lügatçe itâatkâr: Alınan emre uymak . söz dinlemek, itâatli olmak. ecir: Sevap. hoşnut: Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan. |
Motorlu Vasıtalar Sanayii Camii, Selçuklu, Konya
-
*Motorlu Vasıtalar Sanayii Camii, Selçuklu, Konya*
*Caminin Mihrab, Minber ve Vaaz Kürsüsü*
*Caminin İkinci Katı *
*Caminin Mihrabı*
* Fotoğraflar, 20 ...
7 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder