Cenâb-ı Hak buyuruyor: “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” (Bakara, 177) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyâret etmek, cenâzeye iştirâk etmek, dâvete icâbet etmek, aksırana «Yerhamukellah: Allah sana merhamet eylesin!» demek.” (Buhârî, Cenâiz, 2; Müslim, Selâm, 4) |
Selman (ra) şöyle anlatır: “Allah Rasûlü (sav) Ensâr’dan bir hastayı ziyâret etti. Elini alnına koydu ve: “–Kendini nasıl hissediyorsun?” diye sordu. Hasta, Efendimiz’e cevap vermedi. “–Yâ Rasûlallah! O Siz’i fark etmedi.” dediler. Rasûl-i Ekrem Efendimiz: “–Öyleyse onunla beni başbaşa bırakın!” buyurdu. İnsanlar dışarı çıktı. Allah Rasûlü elini hastanın alnından kaldırdı. Hasta, elini tekrar koy, diye işâret etti. Sonra Efendimiz: “–Ey filân, kendini nasıl hissediyorsun?” buyurdu. Hasta: “–İyi hissediyorum. Yanıma biri siyah diğeri beyaz iki kişi geldi.” cevâbını verdi. Rasûlullah (sav): “–Hangisi sana daha yakın?” buyurdu. Hasta: “–Siyah olan daha yakın.” dedi. Fahr-i Kâinât Efendimiz: “–Öyleyse iyilik az, kötülük çok.” buyurdu. Hasta: “–Yâ Rasûlallah! Duâ buyurun da istifâde edeyim!” dedi. Allah Rasûlü (sav); “Allâh’ım! Çoğunu bağışla, azını tamamla!” diye duâ etti. Sonra Nebiyy-i Ekrem Efendimiz: “–Ne görüyorsun?” buyurdu. Hasta: “–Anam-babam Sana fedâ olsun, hayır görüyorum. İyilikler çoğalıyor, kötülükler de azalıyor. Siyah da benden uzaklaştı.” dedi. Allah Rasûlü (sav): “–Hangi amelin sana daha çok sâhip çıkıyor?” diye sordu. Hasta: “–Ben hayattayken su dağıtırdım…” cevâbını verdi.” (Heysemî, II, 322, 324)(Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) er-Rezzâk: Yarattığı bütün mahlûkatın rızkını veren, ruh ve bedenlerin gıdasının yaratan olarak belirten demektir. |
Kısa Günün Kârı Hasta kardeşlerimize duâlar edelim. |
Lügatçe iştirâk: Katılım. icâbet: Bir çağrıyı yerine getirme, bir çağrıya gitme. Bir buyruk ya da isteğe uyma, kabul etme, razı olma. istifâde: Yararlanma |
Baş Cami, Aşağı Vakıf İlçesi, Bosna Kantonu, Bosna Hersek
-
*Baş Cami, Aşağı Vakıf İlçesi, Bosna Kantonu, Bosna Hersek*
*Caminin Mihrab ve Minberi*
*Baş Cami, Aşağı Vakıf İlçesi, Bosna Kantonu, Bosna Hersek*
*BO...
11 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder