Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Bir zamanlar İbrâhîm, İsmâîl ile beraber Beytullâh’ın temellerini yükseltiyor, (şöyle diyorlardı:) «Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabûl buyur; şüphesiz Sen işitensin, bilensin.»” (Bakara, 127) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Allâh’ım! (İbrâhîm’e ve) âline salât (rahmet) ettiğin gibi Muhammed’e ve âline de salât et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin. Allâh’ım! (İbrâhîm’e ve) âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed’e ve âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin!” (Buhârî, Deavât, 32; Tirmizî, Vitir, 20; İbn-i Mâce, İkâme, 25) |
İbrâhîm (as), seneler sonra Mekke’ye döndü. İsmâîl (as) ile kucaklaşıp hasret giderdiler. Hazret-i İbrâhîm, oğluna: “–Rabbim’in emri var. Bir beyt inşâ edeceğiz. Sen de bana yardım edeceksin!” dedi. İsmâîl (as) ve Cebrâîl (as) taş taşıdı; İbrâhîm (as) da beytin duvarlarını dikti. Makâm-ı İbrâhîm’deki İbrâhîm (as)’ın ayak izi olan mermer de, Kâbe duvarları inşâ edilirken asansör vazîfesi gördü. (Osman Nûri Topbaş, Hazret-i Muhammed Mustafa-1, Erkam Yay.) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Basîr: Her şeyi gören, her şeyin hakîkatini gören, bilen, hiçbir şey Kendisinden saklanamayan, yapılanları tek tek zaptedip muhafaza eden demektir. |
Lügatçe beytullâh: Kâbe. ihsân: Lütuf, bağışlamak. |
Cennetlik Kadın!
-
Kainatın Efendisi Sallallâhü Aleyhi ve Sellem bir gün sahabelerine dediler
ki:
-Cennet ehlinden bir kimse ile evlenmek isteyen, Ümmü Eymen ile evlensin.
...
12 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder