9 Şubat 2011 Çarşamba

Bayramdaki Muhabbet

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.” (Âl-İmrân, 28)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Allâh’ım! Sen’den muhabbetini, Sen’i sevenlerin muhabbetini ve Sen’in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allâh’ım! Sen’in muhabbetini bana nefsimden, âilemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl!” (Tirmizî, Deavât, 72/3490)
Ashâb-ı kirâm bir gün Rasûlullâh Efendimiz’e şöyle sordular:
“–Bir mü’mini huşû içinde, diğer bir mü’mini de huşûdan mahrum görüyoruz. Bu farklılığın sebebi nedir?”
Rasûlullâh (sav) şöyle cevap verdi:
“–Îmânın tadını alan mü’min, huşû sâhibi olur. Îmânın tadını alamayan mü’min ise huşû sâhibi olamaz!”
“–Peki, îmânın tadı nasıl elde edilir, ona nasıl ulaşılır?” diye sorulunca Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular:
“–Ona Allâh sevgisinde sâdık olmakla ulaşılır.” Ashâb-ı kirâm bu sefer:
“–Allâh sevgisi ne ile elde edilir?” diye sordular. Rasûl-i Ekrem Efendimiz:
“–Allâh’ın Rasûlü’ne muhabbetle elde edilir. Bu sebeple siz, Allâh ve Rasûlü’nün rızâsını, yine Allâh ve Rasûlü’ne muhabbet beslemekte arayınız.” buyurdular. (Senderûsî, Keşf-i İlâhî, II, 651; Halebî, Mevsûatü’l-Ehâdis, VI, 492/16010)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kaadir: Her şeye gücü yeten, ölçen, tanzim eden, plânlayan, hükmeden, takdir eden, tam bir kudret sahibi olan ve istediğini, dilediği şekilde yapmaya gücü yeten demektir.
Kısa Günün Kârı
Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun
Lügatçe
nezdinde: Yanında, huzurunda, gözetiminde.
huşû: 1. Alçak gönüllülük. 2. Allah’a boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma.
sâdık: 1. Doğru, gerçek. 2. Dostluğu ve bağlılığı içten olan, sadakatli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder