Hilafet şûra esasına dayanır. Yani halife müslümanların istişâresi ve seçimi (bey'at) sonucunda işbaşına gelir. Saltanatta ise buna yer yoktur. Saltanat babadan oğula geçen bir hak olarak kabul edilir.
Ibn Hazm; hilâfetin verâsete dayanmayacağını söyler ve İslam'ın soya dayanan saltanatı tanımadığını şöyle belirtir: "Müslümanlar arasındaki imamette verasetin câiz olmadığını Râfızîler dışında kabul etmeyen yoktur. Onlar hem erginlik yaşına gelmemiş kimsenin Imam olabileceğini kabul ederler, hem de bu konuda veraseti câiz görürler" (Ibn Hazm, el-Fisal, IV, 166'dan nakleden M. Ebu Zehra, Islâm'da Fıkhî Mezhebler Tarihi, IV, 73).
Buna göre halîfelik, her türlü tasarruf ve adalet ölçüleri içerisinde yapılmalıdır; Meliklik öyle değildir. Saltanatta başkanlık verasetle geçer, halifelik makamlarla ise şûra (seçim) ile gelinir.
Hz. Peygamber (s.a.s), halifeliğin melikliğe dönüşmesi halinde kötü yönde pek büyük olayların meydana geleceğini, kıyameti andıran büyük olayların yaşanacağını anlatmıştır (Ebû Dâvûd, Cihâd, 35). Anlaşılan Hz. Peygamber (s.a.s) bu hadisle Hz. Osman'ın hilafetinin son yıllarında başlayan ve Muaviye'nin başa geçmesiyle sonuçlanan olaylara işaret etmektedir.
Hacı Veyiszâde Hoca Efendinin Kelimelerdeki Nezaketi
-
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Eski Üyesi ve Diyanet
İşleri Başkanlığı Eğitim Merkez Konya Şubesi Müdürü Dr.Ahmet Baltacı Hacı
Veyisz...
12 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder