20 Eylül 2010 Pazartesi

FIKIH AÇISINDAN AVRET VE GİYİNME

Avret Kavramı ve Dayandığı Esaslar

"Avret" sözlükte gedik ve benzerindeki aralık ve kendisinden zarar ve fesat beklenen şey demektir. Ayette geçen "Evlerimiz avrettir." (el-Ahzâb 33/13) ifadesi; "Boştur ve orada fesat ve kötülükten endişe edilir." anlamındadır. Kadın ise, görülmesi ya da sesinin duyulmasıyla fesat vaki olabileceği için avrettir.Yoksa -bazılarının dediği gibi- "Avret"; "çirkinlik" anlâmındaki "Aver"den gelme değildir. Çünkü, "Avret" aslında, güzel olan ve canların arzuladığı kadınlarda da vardır. Ancak buradaki çirkinlik -yaratılış gereği meyl olsa bile- şer'î çirkinliktir de denebilir. (el-Harasî, Âlâ Muhtaşar-i Seydî Halil, I, 244.)

Insanın avret sayılan kısımlarının örtülmesi konusunda, fıkıhçılar arasında ihtilâf yoktur. Çünkü bu konuda vucûb ifâde eden açık naslar mevcuttur.

Allah Teâlâ, Kur'an-ı Kerim'inde Hz.Peygamber'in kadınlarına hitaben; "Evlerinizde (vekar ile) oturun. Evvelki cahilliyyet devri kadınlarının kırıla döküle, süslerini göstere göstere yürüyüşü gibi yürümeyin." (el-Ahzâb 33/33) buyuruyor.(Bu emirlerin sadeceAllah Reslü'nün zevcelerine ait olması düşünülemez. Zira onlar bütün müminlerin anneleri oldukları halde (el-Ahzâb 33/6) böyle olmaları istenirse bu, diğer kadınlaradan öncelikle istenir. Sûre'nin sonundaki "Cilbab" ayeti de bunu gösterir. Bu emrin onlardan başlaması, onların örnek olmalarından ve bir şeye davet edenin, o şeye öncelikle uyması gerektiğindendir. (alûsî; Rûhu'l-Me'ânî, Mısır (Tarihsiz), XXll, 6;Muhammed Ali es-Sabûni, Ravi'u'l-Beyan Darû'l-Kur'an'il Kerîm, 1972 (l391 ) NI, 378.)

Diğer bir ayette de yine Hz.Peygamber'in kadınları ile ilgili olarak inananlara hitaben: "O'nun (Hz. Peygamber'in) zevcelerinden lüzûmlu bir şey istediğiniz vakit perde arkasından isteyin." (el-Ahzâb 33/53) buyuruyor.



Bu emirleri biraz daha izah eder şekilde:

"Ey peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına, "Cilbablarını" üstlerine örtmelerini söyle." (el-Ahzâb 33/59) Yine:

"Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, zinnetlerini açmasınlar. Bunlardan görünen kısmı müstesna, başörtülerini yakalarının üstünü (kapayacak şekilde) koysunlar..." (en-Nûr 24/31) buyuruyor. Ayrıca:

"Ey Adem oğulları, her mescide gidişte zînetlerinizi takının" (el-A'râf 7/31) âyetinin namazda avreti örtmenin farz olduğuna delâlet ettiğinde cumhur müttefiktir. (Kurtubî, el-Câmî Li-Ahkâmi'l-Kur'ân, Kahire,1967 (1387) VN/190.) Mutlak olarak avreti örtmenin vücûbuna delâlet ettiğini söyleyenler de vardır. (Aynî, Umdetu'l-Kârî, Mısır (Tarihsiz), IV/54.)Yine en-Nûr Sûresi, 58. 59. ve 60. ayetler de bu konu ile ilgilidir.

Hz. Peygamber de:Meselâ Hz.Ali'ye hitaben, tasarlamaksızın olan birinci bakıştan sonra vuk'u bulacak kasıtlı bakışı yasaklıyor. (Ebû Dâvûd, Nikâh 43; Tirmizî, Edep 28; Dârimî, Rikâk 3; Ahmed, V/35l ,357.) Cerîr b. Abdullah ansızın bakışın hükmünü sorduğunda gözünü çevirmesini emrediyor, (Müslim, Edeb, 45; Ebû Dâvûd, Nikâh, 43; Tirmizî, Edeb, 28: Dârimî, Isti'zan; Ahmet, IV, 358, 361.) şehvetle bakışı gözün zînası sayıyor, (Buhârî, Isti'zan,12; Kader, 9; Müslim, Kader, 20, 21; Ebû Dâvûd, Nikâh;Ahmet, N/276.) bir kadının güzelliklerine şehvetle bakanın gözüne kurşun eritilip döküleceğini bildiriyor, (Serahsî, Mebsût, XI/153.) mutlaka yollarda bulunulması gerekli haller de gözü kapamayı yolun hakkı olarak gösteriyor, (Buhârî, Mezâlim, 22; Ebû Dâvûd, edep,12; Ahmed, NI/ 36, 47.) öbür yönüyle de bakmamayı, ecre ve imanın tadını duymaya vesile sayıyor. (Ahmed, V/264.) İşte bu ve benzeri naslar Islam âlimlerinin, avreti örtmenin farz olduğu konusunda ittifaklarına sebeptir. Ebû Velîd b. Rüşd, bu konuda ulemanın ittifak ettiklerini söylüyor. (Ibn Rüsd; Bidâyetü'l-Müctehid ve Nihâyetü'l-Muktesid 5I/89; Aynı, a.ge. IV/53.) Böylece bu, fiilî icma haline de gelmiş demektir. Ancak "avret" in sınırı nedir, kadınlara "zînet"leri ve örtmeleri emrinden istisna edilen "zâhir zînnetleri" neresidir, ilk câhiliyyet süsü sayılan ve yasaklanan "teberrüc" nedir? Ve nihayet kadının örtünmesi konusunda "Örtünsünler" emriyle yetinilmeyip "Üstlerine atmaları" emredilen "cilbabları" nin keyfiyeti nedir? Bu noktaların açıklanması gerekir. Bu ve benzeri konular için cilbab maddelerine bakınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder