"Elli dört farz" terimi, Islam'in halk seviyesinde anlatımında bu terimi çıkaranlara göre dinin en önemli emir ve yasaklarını anlatan bir ifadedir ve elli dörtle sınırlandırıcı bir nassa ya da ictihada dayanmamaktadır. Bir diğer ifade ile Islam'in öğrenildiği temel deliller olan, kitap, sünnet, icma, kıyas ve onlara bağlı deliller böyle bir sınırlama ve sayıdan söz etmezler. Islam'da pek çok emir ve yasakların olduğu vakıadır. Hatta bu emir ve yasaklar arasında bir hiyerarşinin (büyüklük - küçüklük sırasının) bulunduğu da genel kabul gören bir durumdur. Buna göre bazı farzlar diğerlerinden daha önemli, bazı yasaklar da diğerlerinden daha ağırlıklı olabilir. Ancak bunları hem birbirine karıştırmak, hem de elli dörtle sınırlamak doğru değildir. Zaten saydığımızda da görüleceği gibi bu tertip ilmi olmaktan uzaktır ve muhtemelen bir vaiz efendinin dinin temel prensiplerini kendine göre bir sıraya koymasından oluşmustur.
Bazı basit el ilmihallerinde Mızraklı Ilmihal'den (Mizraklı Ilmihal (1321 Osmanlıca baskısı) 49-51.) alınarak (Elli Dört Farz) diye sayılan prensipler şunlardır: Allah'ı bir bilip zikretmek, Helaldan kazanıp yemek, Abdest almak, Beş vakit namaz kılmak, Cünüplükten yıkanmak, Rızka Allah'ın kefil olduğunu bilmek, Helaldan ve temiz giymek, Allah'a tevekkül etmek, Kanaat etmek, Kazaya razı olmak, Belaya sabretmek, Günahlardan tevbe etmek, Şeytan ı düşman bilmek, Kur'an-ı delil kabul etmek, ölümü hak bilmek, Allah'ın sevdiğini sevmek sevmediğini sevmemek, Ana-babaya iyilik etmek, Iyıligi emretmek, Kötülükten sakındırmak, Akrabayı gözetmek, Emanete ihanet etmemek, Allah'tan daima korkmak, Allah'a ve Resulüne itaat etmek, Günahlardan sakınıp ibadetle meşgul olmak, Ulul emre itaat etmek, Dünyadaki varlıklara ibret göze ile bakmak, Tefekkür etmek, Dilini çirkin sözlerden korumak, Kalbini kötü düşüncelerden temizlemek, Kimse ile alay etmemek, Harama bakmamak, Doğru sözlü olmak, Kötü şeyler dinlememek, Ilim öğrenmek, Ölçü ve tartıda adil olmak, Allah'ın azabından emin olmayıp korkmak, Fakirlere sadaka verip yardım etmek, Allah'ın rahmetinden ümit kesmemek, Nefsin arzularına uymamak, Allah için yemek yedirmek, Yeterli helal rızık aramak, Zekatını vermek, Hayızlı ve nifaslı zevcesine yaklaşmamak, Kalbi bütün günahlardan temizlemek, Kibirlenmemek, Yetimin malını korumak, Livatadan sakınmak, Beş vakit namaza devam etmek, Kimsenin malını haksız yere yememek, Allah'a şirk koşmamak, Zinadan sakınmak, Sarhoş edici içkileri içmemek, Yalan yere yemin etmemek. Mızraklı ilmihalının bu sıralamasına baktığımızda: 1. Bunların her birerlerine istilahi anlamda farz denemeyeceğini görürüz. Farz: Sarı' (şeriat koyucu) tarafından yapılması kesin ifade ile istenen ve yapanın sevap kazandığı, yapmayanın ise günah ve cezayı hakkettiği fiillerdir. Oysa kimse ile alay etmemek, içki içmemek, zina ve livate yapmamak gibi şeyler, bir şeyi yapmak değil, yapmamaktan ibarettirler. Din istilahında bunlar farz ile değil, haram ile ifade edilirler. Bu konuda "terletmeyi" de bir eylem yapma olarak görmek zorlama olur. 2. Bu maddelerin pek çoğunun, diğerlerini de içine aldığından tekrar oldukları açıktır. Mesela Kur'an-ı delil kabul etmek, dedikten sonra, anaya babaya iyilik etmek, akrabayı gözetmek, içki içmemek vs. gibi şeyler hep onun tekrarı olmuş olurlar.Çünkü Kuran'i delil sayan herkes bunları ve benzerlerini de zaten böyle kabul edecektir. Keza dünyadaki şeylere ibret gözüyle bakmak ile, tefekkür etmek farklı şeyler değildir.3. Ölümü hak bilmek gibi şeyler de farz telakki edilemez. Çünkü ölümün hak, yani mutlaka gerçekleşecek olduğunu herkes bilir. Zekatını verenin ayrıca sadaka vermesi ise zaten farz değildir.4. Sıralamada hiçbir değer ve meratip gözetilmemiştir. Mesela cünüplükten yıkanmak başlarda yer alırken, Allah'a şirk koşmamak gibi önemli bir yasak sonlarda zikredilmiştir. 5. Bazı küçük günahlar sayıldığı halde, haksız yere adam öldürmek, sihir yapmak, zina iftirasında bulunmak, faiz yemek, cepheden kaçmak... gibi büyük günahlar zikredilmemiştir. Bu ve benzeri tutarsızlıklar "Elli Dört Farz" gibi bir terimin ilmi ve isabetli kullanılmadığının delilidirler. Onun yerine "Dinin emir ve yasaklarının önemlileri" denerek, tekrarlardan uzak ve büyükten küçüğe doğru sıralı bazı temel prensipler verilse, en azından öğretici bir özetleme olmuş olabilir. "Otuziki Farz" terimi ise "Elli Dört Farz"a göre daha tutarlıdır.
Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer,
Karatay, Konya
-
*Mecmeu'l Bahreyn Abidesi - Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin Buluştuğu Yer*
Hz.Mevlânâ ile Şems-i Tebrîzî'nin buluştuğu yer, yani Mecmau'l Bahreyn
Abide...
18 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder